“gay” için arama sonuçları – Sex Hikaye Sitesi https://sexhikayen.net Wed, 27 Mar 2024 05:00:50 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 https://sexhikayen.net/wp-content/uploads/2022/11/cropped-icon-bird-32x32.jpg “gay” için arama sonuçları – Sex Hikaye Sitesi https://sexhikayen.net 32 32 Eniştemle Abimle Grup Yaptık – Eğlenceli Bir Günün Hikayesi https://sexhikayen.net/enistemle-abimle-grup-yaptik-eglenceli-bir-gunun-hikayesi/ https://sexhikayen.net/enistemle-abimle-grup-yaptik-eglenceli-bir-gunun-hikayesi/#respond Wed, 27 Mar 2024 05:00:50 +0000 https://sexhikayen.net/enistemle-abimle-grup-yaptik-eglenceli-bir-gunun-hikayesi/ [...]]]> Merhaba, ben Berre. 27 yaşındayım, sarışın ve uzun boyluyum. Büyük kalçalara ve 80 beden zeytin uçlu göğüslere sahibim. Bir de benden 25 yaş büyük kumral ve yakışıklı bir abim var. Odalarımız yanyana olduğundan bazen onun 31 çektiğini duyup zevke geldiğim olurdu. Evde kimse olmadığında ise meme uçlarıma ve amıma mandal takıp çıplak gezinir, kendimi tatmin ederdim.

Anne ve babam yoğun çalışan iki avukattı. Bir gün şehir dışında işlerinin çıktığını öğrendikleri gibi apar topar gittiler. Abim dışardaydı, aradan birkaç saat geçti ki İzmir’den teyzemin kocası, eniştem, aradı ve İstanbul’da işi olduğunu söyleyerek bizde kalacağını belirtti. Ben de tamam dedim, abimi aradım ve haber verdim. Eniştem 35 yaşında, yakışıklı, komik ve eğlenceli bir adamdı. Akşam oldu, abim eniştemi otogardan almış geldiler. Yaz olduğundan üstümde şortum ve askılı tişörtüm vardı. Odama gidip film izlemeye başladım, kapım çalındı ve içeriye eniştem girdi. Abimin markete gittiğini söyledi ve yanıma oturdu. Filmde sevişme sahnesi vardı, durdurdu ve “Hiç erkekle yaptın mı?” diye sordu. Önce utandım, sonra “Hayır, bakireyim.” dedim. Eniştem ise “Yapmak istemez misin? Güzel kızsın.” dedi. Ben de bilmiyorum diyerek cevap verdim.

Eniştem odanın kapısını kapattı, gömleğini çıkardı ve bana dönerek “Hadi bebeğim, soy beni.” dedi. Dudaklarıma yapıştı, sonra hızla soyunmaya başladı. Önce biraz çekindim, ama sonra cesaretimi toplayıp amımı elledim. Islanmıştı. Tam eğilip sikini yalamaya başlayacaktım ki kapı açıldı. İkimiz de mahcup kaldık, abim şaşırmış şekilde baktı. Eniştem, “Gel oğlum utanma.” dedi ve abime yaklaştı. Soydu, abimin kalkan sikini fark ettim. Eniştem, “Sen bu kadar güzel miydin kız?” diye deyiverdi. Yaklaştı, abimi de soydu. İkisinin sikleri gayet büyük ve güzeldi. Amım yanmaya başladı, abim bir mememi, eniştem diğer mememi ısırıyordu ve hoşuma gidiyordu. Abim elini götüme, eniştem ise amıma attılar, okşadılar. Sonra eniştem saçlarımdan tutarak beni yere oturttu ve “Yala bakalım.” dedi. Kafamı ittirip yarrağını ağzıma soktu. Aynı anda abim de amımı yalamaya başladı. Eniştem kafamı ittirdikçe yarrağı ağzıma giriyor, taşakları yüzüme çarpıyordu. O kocaman yarrağı iyice büyüdü, ağzımda kafamı geri çekti. Abim öne geçip sikini ağzıma soktu. Ağzımda abimin siki, eniştemin ağzında benim amım vardı. Amım ıslanmıştı.

Abimin sikide iyice sertleşince, eniştem, “Oğlum, aç kardeşinin ayaklarını amına sokayım.” dedi. Korktum, “Olmaz, acır.” dedim. Eniştem ise, “Acısın kızım, acıyınca çok zevk alırsın, kudurursun.” diyerek dudağımı ısırdı. Ne kadar dirensem de bacaklarım açıldı ve amım parladı. Eniştem, yarrağını am deliğime dayadı, ben titriyordum. Abim de memelerimi elleyip “Sakin ol güzelim.” diyordu. Eniştem, “Yarrağın kafasını amına sürtüp sokuyorum orospum.” diye bağırdı. Yavaş yavaş giriyordu ve acıdan bağırıyordum. Abim, bağırmamamı isteyerek yarrağını ağzıma soktu. Eniştem ileri gitti ve “Bozuldun artık, benimsin.” dedi. Sonra ileri geri giderek o acıyı zevke çevirdi. Amımdan akan kanı sildi ve amıma kökledi. Abimin sikini ısırdım, acıdan abim de meme ucumu sıktı. Eniştem, yarrağını amımdan çıkartıp bir posta sikti. Abim sikerken, eniştem ağzıma boşaldı ve ben zevkten döndüm.

Eniştem beni tutup domalttı, sikini götümü kuruladı. “Bak orospum, acıyacak ama çok güzel olacak.” dedi. Ben acıyacağını düşünmeden, “Sik!” diye bağırdım. Siki götüme girmedi, abim iyice gerdirdi ve gerilince bile götüm acıdı. Eniştem, “Krem sürelim ya da yalayalım, girmez.” dediyse de, “Öyle sikilmez, kuru sikileceksin.” diyerek devam etti. “Seninki daha küçük, sen sok.” dediği zaman abim arkama geçti. Eniştem abimin sikini kuruladı, götümü gerdirdi ve “Sok hadi.” dedi. Abim çok zorladı, ama kafası girince ben bastım çığlığı. Eniştem, “Götüme vurup sok oğlum.” diye bağırdı ve abim sikini öyle bir soktu ki kaçsam da eniştem beni sıkıca tuttu. Taşakları götüme değince köklenmiştik. Eniştem, “Kıpırdatmadan tut biraz.” dedi, abim götümü tokatlayarak beklemeye başladı. Eniştem ise altıma girip memelerimi ağzına yarrağını amıma soktu. İkisi beraber deli gibi beni siktiler, sabah kadar çatır çatır sikildim.

Fotoğraflarımızı da çektiler, o sikleri yorulmak bilmedi. Sokmadıkları deliğim kalmadı. En sonunda herkes uyumuş, uyandığımda oturamadım. Gidip duş aldım. Eniştem, abime “Haftaya teyzen yok, azır tatilken orospuyu da bize getir” dedi. “Yine yaparız” dedi abim de gülüp “Tamam” dedi.

1 ay götümün üstüme oturamadım, amımı elleyemedim. Annemler yokken abim yine beni sikmeye geliyor. Bazen de eniştem bize gelip katılıyor, ya da abim beni onlara götürüyor. Yazdan beri her fırsatta sikiliyorum. Artık götümde, amımda alıştı ve deli gibi zevk alıyorum.

]]>
https://sexhikayen.net/enistemle-abimle-grup-yaptik-eglenceli-bir-gunun-hikayesi/feed/ 0
Olan Kızlığıma Olmuştu – İlginç ve Duygusal Bir Anım https://sexhikayen.net/olan-kizligima-olmustu-ilginc-ve-duygusal-bir-anim/ https://sexhikayen.net/olan-kizligima-olmustu-ilginc-ve-duygusal-bir-anim/#respond Tue, 13 Feb 2024 17:25:20 +0000 https://sexhikayen.net/olan-kizligima-olmustu-ilginc-ve-duygusal-bir-anim/ [...]]]> Merhaba, hemen hikayeye geçelim. İsmim Ece. Beni sevmiyordu, hissediyordum ama o benim ilk sevgilimdi ve kendimi ona sıkı sıkıya bağlamıştım bir anda… Önceleri sadece dokunuyorduk, ancak asla soyunmuyorduk. O gün farklıydı, evindeydik ve onun ilgisini çekmek için elimden geleni yapıyordum. Arkadaşıyla kalıyorduk ve o odasına gitti. Sevgilimin odasına geçtik ve her zamanki gibi beni ellemeye başladı. Karşı çıkmadım, aksine yavaşça beni soydu. Ben ise sadece öpüyordum onu ve ellerim vücudunda geziyordu. Sonra bacaklarımı araladı, pantolonumun düğmelerini çözdü ve üzerimdeki bodyi çıkardı, sütyenimi çözmeden göğüslerimi ortaya çıkardı ve yalamaya başladı.

Birden kendimden geçtim, zevk alıyordum çünkü karşı koymadım. Ona içimde olmasını istediğimi belli ettim ve o da bir anda çıplak kaldı. Sikini karanlıkta bir yılan gibi gördüm, ama üzerimdeyken penisinin bana dokunması ve vücudunun ağırlığı inanılmaz zevk veriyordu. Sonra hiç zarar vermemesini söyleyerek tangayı çıkardı ve ikimiz de çıplaktık. Her yerimi öpüyordu, ben de onun göğüslerini yalıyordum. Çok ağırdı, altında eziliyordum ve penisi çok büyüktü, beni korkutuyordu. Ağzına aldığımda inlemeye başladı ve bana gülüyordu.

Hem korku hem zevk yaşadığımı hissediyordum. Zevk aldığımı belli ediyordum, ama ev arkadaşından çekindiğim için bağıramıyordum. Beni yatağın duvardaki tarafına itti ve üzerimde gidip gelmeye başladı. Penisinin her yerimde gezindiğini hissediyordum, ama içeri girmiyor sanıyordum. Hızlandıkça zevk akıyordum ve sessizce altında kıvranıyordum, ama bir anda içime girdiğini hissettim. Canım yandı, bağıramadım. Gözlerimde şimşekler çaktı. O ise hayvan gibi işine devam ediyordu. İttim, ama gücüm yetmedi. Köşeye sıkışmıştım ve o işini tamamlamadan beni o köşeden bırakmak niyetinde değildi. Ben çırpınıyordum, o ise içimde gidip gelmeye devam ediyordu. Bu sırada elleriyle iri göğüslerimi sıkıyor, morartana kadar emiyordu. Artık o kadar hızlanmıştı ki sanki bir atın üzerindeydim, penisini hissediyordum ve ağlıyordum. Ama zevkten sonra o da zevkin doruklarına çıktı ve içimden çıkarak üstüme boşaldı. İkimiz de titriyorduk. Baktım çarşaf kan içindeydi, o ise hiç umursamadan sessiz olmamı söyledi, gitti duş aldı ve yanıma bile yatmadan televizyon olan odaya gitti ve uyudu. Benden hem kızlığımı, hem de gururumu aldı o gece. Onu asla affetmeyeceğim.

]]>
https://sexhikayen.net/olan-kizligima-olmustu-ilginc-ve-duygusal-bir-anim/feed/ 0
Eşimin Kardeşiyle Unutulmaz Bir Gece Yaşadım https://sexhikayen.net/esimin-kardesiyle-unutulmaz-bir-gece-yasadim/ https://sexhikayen.net/esimin-kardesiyle-unutulmaz-bir-gece-yasadim/#respond Sat, 30 Dec 2023 05:01:00 +0000 https://sexhikayen.net/esimin-kardesiyle-unutulmaz-bir-gece-yasadim/ [...]]]> Eşimin Kardeşi İle Çılgın Bir Gece Geçirdim

Merhabalar, öncelikle sizlere özel bir anıyı paylaşmak için buradayım. 23 yaşında genç bir kadın olan Jale olarak hayatı dolu dolu yaşayan, kendine güvenen, eğlenmeyi seven biriyim. Her türlü ortamda kendimi rahat bir şekilde ifade edebilir, eğlenmeyi ve yeni deneyimler yaşamayı severim.

Gezmeyi, yeni yerler keşfetmeyi, dışarıda yemek yemeyi ve gece kulüplerinde eğlenmeyi severim. Eğlenceli ve hareketli bir hayatı tercih eder, her türlü sosyal aktiviteye katılmaktan keyif alırım. Maddi açıdan da sıkıntı yaşamayan biriyim.

Evlilik öncesi sürekli hareketli bir hayat sürerken, kumar oynamak da benim bir alışkanlığım haline gelmişti. Ancak son zamanlarda büyük kayıplar yaşadığım için buna uzaklaşmaya başladım. Anlatacağım olayın da bir parçasının kumara dayandığını söyleyebilirim.

Ailemle olan ilişkimi 6 sene önce sonlandırdım ve kendi özgürlüğümü elime alıp bağımsız bir yaşam sürdürmek istedim. Belki bazıları beni anlamayabilir ancak ben hayatı dolu dolu yaşamak isteyen biriyim. Hayatta sadece bir kereyiz ve ben kısa süren bir hayatı saman gibi yaşamak istemem.

Hayatımda bir şeyler yaşamak, deneyimler edinmek ve hızlı bir şekilde yaşayıp gitmek istiyorum. Sıradan bir hayat benim tercihim değil. Hayatın tadını çıkararak, anılarımla hatırlanmak istiyorum.

Şekilde olduğum için birçok kişiyle kafam uyuşmadı. Asla kafam uyuşmayan ve aynı görüşte olmadığım insanları hayatıma sokmam. Bu insanlar sürekli tripli, istediğini bilmeyen ve her olayda karamsarlık içinde olan kişilerdir. Ailem de bu tarz biriydi ve beni kendi yollarına çekmeye çalıştılar. Ancak ben toplumun kabul ettiği şekilde değil, kendi istediğim gibi yaşamayı tercih ettim. Mutlu bir şekilde devam etmekten memnunum ve yaptığım hiçbir şeyden pişmanlık duymadım.

Anlattıklarımdan dolayı sizi sıkmış olabileceğimi biliyorum, ancak kendimi tam olarak anlatabilmek ve anlaşılmanızı sağlamak için detaylı bir şekilde konudan konuya atlamadan kendimi tam olarak tanıtmak istedim.

Şimdi sizlere en güzel ve tutkulu hayatımın en seksi seks hikayemi anlatacağım. Bu hikaye eşimin kardeşiyle yaşadığımız bir birliktelik üzerine.

Eşimin kardeşiyle birlikte olmak oldukça heyecan vericiydi. Bu hikayeyi sizlerle paylaşmak istedim çünkü ikimiz de çok hoşlandık.

Hayatımızın akışı boyunca bu tarz ilişkileri sıklıkla yaşamayan biriyim, ancak bu durumda yaşadığım seks deneyimi gerçekten hoşuma gittiğinden paylaşmak istedim. Evliliğimiz başlangıçta güzel başladı, ancak zamanla sıkıcı hale gelmeye başladı. Üzerine bir de çocuk sahibi olduk ve ben bunalıma girdim. Hayattan keyif alamamaya başladım. Ne yapacağımı bilemiyordum.

Sevgi dolu bir eşim vardı ve seks hayatımız da gayet iyiydi. Ancak içimde farklı heyecanlar arama isteği vardı. Evliliğimizi zedelemeden, tatmin olabileceğim biriyle ilişki yaşamak istiyordum. Eşimin kardeşi tam da benim kafama uygun biriydi. Kendisi de eğlenceye düşkün ve her akşam farklı ortamlarda takılan biriydi.

Bir gün eşime sıkıldığımı ve çocuğa bakabileceğini söyledim. Onu ikna ettim ve kardeşiyle dışarı çıkmaya karar verdik. Kardeşi eve geldi ve eşim bize para vererek “Yengen bugün biraz eğlenmek istiyor, çocuğa sen bak, ben de kardeşinle çıkarım” dedi.

Eşimin kardeşiyle dışarı çıktım ve kafam dağınık olsun diye kendime farklı bir tat yaşamak istedim. Ona ilgilenmediğimi düşündürmeden, evliliğimi kurtaracak ve kendimi tatmin edecek bir yol bulmak istedim. Kardeşiyle birlikte olmak istiyordum çünkü onun da benim gibi hareketli bir hayatı vardı.

Bir gece mekanına gidip tanıştığım bir erkekle otel odasında uyanma hayatımda eskiden sık sık yaşadığım bir durumdu. Şimdi ise eşimle birlikte gittiğim yerde eşimle uyanıyorum. Eşimin seks yapmasını oldukça seviyorum. Ancak içimde kaşarlık ve farklı heyecanlar arayan biri olarak doyurulmanın zor olduğunu biliyordum.

Eşimden habersiz olarak evliliğimi riske atmadan, eski heyecanlı hayatıma geri dönebileceğim birisini bulmak istiyordum. Ve aklımda bunun için bir plan vardı, eşimin kardeşiyle birlikte olmak. Kardeşiyle yakınlaşmaya başladım ve birlikte çok eğlenceli anlar geçirdik.

Ona ne istediğimi ve düşündüğümü anlattım. Bekarken nasıl takıldığımı ve bu akşam eski hayatıma geri dönmek istediğimi açıkladım. Kardeşi beni anladı ve bana güvendi. Birlikte çıktık ve önce bir pub’a gittik, birkaç içki içip sohbet ettik.

Etmeye başladık öyle güzel konuşuyordu ki o konuştukça benim onu resmen öpesim geliyordu. Sarılıp abisine falan resim atıyorduk, ne kadar rahat olduğumuzu sizlere anca bu şekilde anlatabilirdim. Neyse, sohbet sohbet derken biz iyice kendimizden geçmeye başladık. Eşimin kardeşi dedi, “Hadi şimdi bomba bir yere götürüyorum seni.” Bir de gece clubüne doğru yola çıktık. Gençken benim gittiğim sürekli takıldığım bir tane gece mekanı vardı. İkimiz birlikte oraya geldik, ama nasıl biliyorsunuz beni orada herkes tanıyor. “Jale hoş geldin, Jale hoş geldin” herkes ile ayak üstü sohbet ettik. Eşimin kardeşi bu durum karşısında şaşırdı, tabi bende dedim “Sen ne sanıyorsun yengeni güzelim? Daha bizde ne marifetler var, gel içeri dedim.” Sanki o beni değil de ben onu götürüyorum. Masaya da içkimizi söyledik, hem içiyoruz hem dans ediyoruz çılgınlar gibi eğleniyoruz.

Ona twerk yapmaya başladım, alkol girdikçe kafamıza artık her şey daha da cinsel bir hal almaya başladı. Benim istediğim de zaten bir yandan gerçekten buydu. Ben önüne doğru domalıp onun önünde sikine sürttüre sürttüre twerk yapmaya devam ediyorum. Bu esnada da onun sikinin kalktığını his ediyorum. Tabi o kaldırdıkça ben daha da fazla onu tahrik etmek için her şeyi yapıyorum. Birden bire kalkarak direk elimi sikine doğru attım ve dudaklarına yapıştım. “Dur Jale, ne yapıyorsun?” demesine kalmadan dillerimiz birbirine karışmıştı bile. Çevremize hiç aldırış etmeden sevişmeye başladık. Hem öpüşüyordum, hem de elimi baksırının içine attım ve kocaman sikini elliyordum. Karanlık zaten ortam burada, neredeyse yarım saat hiç ayrılmadan öpüştük. Sonunda benim amım artık ıslak olmuştu. Onun sikini amımın içinde görmek istiyordum. Burada lavaboya gidip orada çok rahat şekilde seks yapıyorsun. Ben de direk elinden tuttum ve tuvalete doğru soluk soluğa gitmeye başladım. Tuvaletin girişine de “arızalı” yazısını astım ve içeri girdik. Girer girmez tekrar öpüşmeye başladık, sikini direk dışarıya çıkardım ve eğildim. Ayaklarımın üzerinde sikini yalamaya başladım. Onun kocaman sikini ağzıma aldığım an, kalbim sanki beynimde atıyordu. O kadar kalın ve o kadar uzun bir siki vardı ki, eşimin sikinden bile daha lezzetli geldi. Yalamaya devam ettim.

Fazla vaktimiz olmadığı için acele etmemiz lazımdı. Beni kulozota doğru domalttı ve arkama geçip amımdan sikmeye başladı. O içime girer girmez öyle bir ses çıktı ki, ben zaten o an boşalmıştım. Amım zaten sular içinde kalmıştı. Bu şekilde sikişmeye devam ettik. Beni domaltmış bir şekilde sikerken birden bire yüzümü döndür de ve kaslı kolları ile beni kucağına aldı. Ayakta hem beni kaldırıp hem de beni sikiyordu kucağında. O kadar hızlı bir şekilde indirip kaldırıyordu ki, o an ilk defa öyle bir sikiş yapmıştım. Aşırı şekilde hoşuma gidiyordu. O kadar farklı erkek ile birlikte olmuştum ama hiç birisi ile bu pozisyonda bu kadar zevkli bir sikiş olmamıştı. Artık o da boşalmıştı ve her ikimiz de istediğini almıştı. Özellikle ben kendimi bir anda olsa sikiş hayatımda hissettim ve harika bir sikin tadına bakmış oldum. Hiç yabancı değil diye içim rahattı. Bu şekilde bir ilişki de çok mutlu kaldım.

Sonra lavabodan çıktık ve hiçbir şey olmamış gibi tekrar oynamaya başladık ve eğlenmeye devam ettik. O esnada tabii ki iki de artık daha fazla rahattım. Ona oynarken erotik danslar yaparak daha fazla tahrik etmeye başladım. Kulağına da sonradan fısıldadım, “Bak, bu akşam özgür ne yaşadık yaşadık. Sonrasında da bunu resmen hayatımızdan silip, bu şekilde bir olayı asla hatırlamayacağız.” Çocukta zaten direk kesinlikle katılıyorum sana. Aman aman çok dikkat edelim lütfen dedi. Tamam dedim. Bu olaydan sonra ben de gerçekten kendime geldim ve böylece bir ilişki içinde olduğum için çok mutlu kaldım. Ayrıca eşimin kardeşi ile de konuştum. Bu sadece bir kerelik bir şey, kimse bilmeyecek, biz bile unutacağız. Sadece ikimizin alkolünden dolayı böyle bir şey yaptık. İkimizi de hiç pişman değilim ama tabii ki de bunu da sürdürmek gibi bir niyetimiz yoktu ve öyle de yaptık. Bu olayın üzerinden neredeyse 2 sene geçti. Kimsenin hâlâ bir haberi yok. Biz de aynı şekilde yengesi olarak devam ediyoruz. Hatta birçok insana göre çok yakınız. İkimizin de birbirimizden bu şekilde bir talebi asla olmadı, olmaya da niyeti yok. Çünkü her şeyi fazlası bize zarar verebilir. Ne onun zarar görmeye talebi var, ne de benim. Bu yüzden dolayı, kimseye anlatamadığım bu seks anını sizlere…Çok istedim ve artık içimde tutamıyorum, sizlerle paylaşmak istedim. Beni anlayacağınızı biliyorum, o yüzden anlatmak istedim. Yorumlar kısmını açık bıraktım, istediğiniz her şeyi yazabilirsiniz. Eleştiren veya beğenen olabilir, sınırlama yapmadım. Benim gibi düşünen insanlarla tekrar tanışmak için yorumlarınızı bekliyorum. Okuduğunuz ve dinlediğiniz için teşekkür ederim. Hikayelerin devamı için beni takip etmeye devam edin. Seks hikayeleri veya zevkli hikayeler paylaşmak istemem, bunları kaliteli bir ortamda paylaşmak isterim. Bu hikaye de önemli olan yorum kısmıdır. 78 kez okundu, 29 Aralık 2023.

]]>
https://sexhikayen.net/esimin-kardesiyle-unutulmaz-bir-gece-yasadim/feed/ 0
Muhteşem Seks Deneyimiyle Sonsuz Zevk Veren Adamı Baştan Çıkardım https://sexhikayen.net/muhtesem-seks-deneyimiyle-sonsuz-zevk-veren-adami-bastan-cikardim/ https://sexhikayen.net/muhtesem-seks-deneyimiyle-sonsuz-zevk-veren-adami-bastan-cikardim/#respond Wed, 20 Dec 2023 05:00:42 +0000 https://sexhikayen.net/muhtesem-seks-deneyimiyle-sonsuz-zevk-veren-adami-bastan-cikardim/ [...]]]> Ben Asu, 1.70 boyunda, 55 kilo, siyah uzun saçlı, beyaz tenli, vücut yapısı orta derecede olan bir kadınım. İstanbul’a üniversite okumak için geldim ve burada tanıştığım biriyle evlenerek burada yerleştim. Eşim çalışmamı istemediği için bir süre işsiz kaldım. Ancak borçlar artınca çalışmak zorunda kaldım. Komşumuz Mürşide teyze bana yardımcı olabilecek bir iş olduğunu söyledi. Bebek bakıcılığı yapmam gerekiyordu ve Mürşide teyze bana bu işi bulmuştu. Bebeğin annesi Mürşide teyzenin torunu idi. Çocuğun doğumundan sonra çalışmaya başlayacak ve güvenilir bir bakıcı arıyordu. Mürşide teyze beni bu iş için önerdi. Kocama durumu anlattım ve kabul edip işe başladım.

Bebeğin annesi Dilan hanım kapalı bir kadındı. Minyon tipli ve hoş bir görünüşü vardı. Eşi İnanç bey ise yakışıklı ve karizmatik bir adamdı. İlk başta bu ikilinin ilişkisini anlamam zor olmadı ve içten içe Dilan hanımı kıskandım. Neyse, olay gününe geçelim. İşe başlayalı birkaç ay olmuştu ve maaş günüm gelmişti. İnanç bey erken bir şekilde eve dönmüştü. Üzerimde beyaz bir gömlek ve siyah bir etek vardı. Siyah saçlarımı uzun bırakmış, kırmızı ruj sürmüştüm. Beyaz tenimle birlikte aynada kendimi çok güzel buldum. Ancak beyaz gömleğimin altında siyah bir sütyen olduğu görünüyordu.

İnanç beyi güleryüzle karşıladım ve hoş geldin dedim. Bir şeyler içmişti ve gayet keyifli görünüyordu. Gözleri göğüslerimde yoğunlaşmıştı. Bu durum beni biraz utandırdı ve mutfaga geçtim. İnanç bey ise salona gitti ve bebekle ilgilendi. “Bir şeyler içmek ister misiniz?” diye sordum, çünkü bu genellikle yaptığım bir jestti. İnanç bey, “Getirdiğim bir kutu bira var, açıp getirebilir misin?” dedi. “Tabii, efendim!” diyerek mutfaga gittim ve birayı getirdim. Birkaç dakika sonra tekrar çağırdı ve bir tane daha istedi. Tekrar getirdim. Sonra mutfağa döndüm.

Evin radyosu açıktı ve şarkı dinlerken yemek hazırlıyordum. Birden arkamdan belimi saracak şekilde iki el hissettim. Hızlıca dönmeye çalıştım ama İnanç bey sıkıca kavramıştı ve dönemiyordum. Korktuğum için bağırmadım, sadece “İnanç bey!” dedim. Kulağıma eğilerek “Sessiz ol, kötü bir niyetim yok!” dedi. Şaşkın ve ürkek bir halde hareketsiz duruyordum. Gömleğim altından belimi okşamaya başladı ve titremeye başladım. Sonra elini aşağıya indirerek eteğimden içeri soktu ve külodumun üzerinden genital bölgemi okşamaya başladı. “Lütfen yapmayın, bırakın beni!” dedim. Sarhoştu ve “Çok güzelsin Asu!” dedi fısıltıyla, sesi tahrik ediciydi. Zaten ona karşı ilgi duyuyordum ve kendimi bırakıverdim…

Hala arkamdaydı ve vücudunu bana yapıştırmıştı. Elini külodumdan içeri sokmuş ve klitorisimi okşuyordu. Diğer eliyle de gömleğimin üzerinden göğüslerimi okşuyordu. Aynı zamanda penisini kalçamda hissediyordum. Tutkulu bir şekilde zevk alıyordum. Beni yatak odasına götürdü ve yatağa attı. Üzerime gelip dudaklarımı öpmeye başladı. Karşılık verdim. Sonra doğrulup gömleğimin düğmelerini açmaya başladı. Gömleğimi çıkarmadan göğüslerimi öpmeye devam etti. Ardından aşağı indi, külodumu çıkardı ve amımı öpmeye başladı. Ben kasılıyordum ve zevkten inlemeye başladım. Amımı yalamaya başladığında orgazm oldum.

Sonrasında birlikte konuştuk, öpüştük ve birbirimizi okşadık. İnanç beyin ereksiyonu geri gelmişti. Eşimi aldattığım için, tamamen içgüdüsel bir şekilde onunla birlikte olmayı istedim. Üzerine çıktım ve penisini vajinama yerleştirdim. Birlikte hareket ettik. İnanç bey beni orgazm ettirdikten sonra, anal seks yapmak istedi. Ancak bu konuda kararlı değildim ve reddettim.

Yatakta bir süre uzandık, konuştuk. İnanç beyin eşi olan Dilan hanımın onu hiç oral seks yapmadığını söyledi. Bu durumda onun için üzüldüm. İnanç beyi yatağa yatırıp üzerinden çıkardım. Penisini yalamaya başladım. Aynı zamanda testislerini de okşuyordum. Daha fazla dayanamayarak ağzıma boşaldı. Spermlerini yuttum.

Biraz daha konuştuktan sonra tekrar seviştik. İnanç beyin ereksiyonu tekrar geri geldi. Kocalarını aldatan birbirimize zevk vermek için birbirimize hizmet ettik.

Beni defalarca dilini kullanarak ve vücudumu okşayarak zevke getiren kişiye direnmem mümkün değildi. Hemen önünde dört ayak üzerine çöktüm ve (ilk defa hayatımda) anal ilişkiye girdik.
Evet, acı vericiydi, ama buna değdi!

Hâlâ zaman zaman birlikte oluyoruz ve ayrıca maaşıma da zam yapmıştı 🙂

]]>
https://sexhikayen.net/muhtesem-seks-deneyimiyle-sonsuz-zevk-veren-adami-bastan-cikardim/feed/ 0
Karımdan Sıkılan Adam Metrese Yöneliyor https://sexhikayen.net/karimdan-sikilan-adam-metrese-yoneliyor/ https://sexhikayen.net/karimdan-sikilan-adam-metrese-yoneliyor/#respond Sun, 19 Nov 2023 05:02:56 +0000 https://sexhikayen.net/karimdan-sikilan-adam-metrese-yoneliyor/ [...]]]> Eleanor’un annesi, küçük omuzlarına deri çantayı sardı ve gölgelik yeşil pelerinini üzerine çekti. Pelerin kaliteli bir kumaştan yapılmıştı ve parlak rengi güneşte bile görülebiliyordu. Muhtemelen sahip oldukları diğer eşyalardan daha pahalıydı.

Annesi, ormanın kenarındaki küçük kulübelerinin kapısının önünde dururken son bir kontrolü tamamladı.

“Eleanor, unutma,” annesi başını kaldırıp kızının gözlerine baktı, “belki sana saygı duymayabilirler, ama seni tanımak zorunda olacaklar. Büyüklüğe mahkumsunuz. Bu gerçeği asla unutma. Hayatınız önceden belirlenmiş. Asla unutma.”

Yaklaşan atların ve arabaların ağır sesi, annesinin sözlerinin ciddiyetini gölgede bıraktı. Eleanor için, hayatının geri kalanında hafızasında taşıyacağı bir meydan okuma olarak kaldı.

Eleanor zarif bir şekilde sarayın oturma odasındaki dolgun ve rahat sandalyede oturuyordu. Dudaklarının köşeleri zafer ve heyecanla kıvrıldı. Ancak hemen bunu baskıladı. Onu henüz indirmediğini hatırlattı kendi kendine. Parlayan kızıl saçını düzeltip, odanın karşısındaki duvar aynasında yansımasına baktığı sırada kapı açıldı.

Eleanor, ev sahibesi -yani Kraliçe- tarafına dönerek onu şaşırttı. Kraliçe’ye doğru dönerek derin bir reverans yaptı.

“Majesteleri.”

Kraliçe, düz ve kararlı bir sesle, “Lütfen oturun,” dedi.

Eleanor, son birkaç dakikada attığı kalp atışlarının iki katına çıkmasına rağmen, zarafetini korumak için oturmak zorunda kaldı. Kraliçe, hizmetkarlar arasında bir süre çay ikramı bitene kadar sessiz kalmayı tercih etti. Ancak gözleri, Eleanor’un bedeninde ve geriye uzanan saçlarında sabit kaldı. Kraliçe, yardımı reddeden bir el hareketiyle hizmetlilere işarettte bulundu ve ikisini sessizliğe gömdü.

Kraliçe sessizliği bozarak, “Eleanor, ben içeri girdiğimde ne kadar şaşırdığını gördüm,” dedi.

Eleanor masum bir şekilde davrandı.

“Neden şaşırayım ki, Majesteleri?”

“Hmm,” Kraliçe karşılık verdi. “Bu toplantıyı gizlemek için sahte şakalar yapmayacağım. Buradasın çünkü kocamın seni baştan çıkarmaya çalışacağı bir saat var. Utangaçlık yapma,” Eleanor’ın şaşkın bakışına yanıt olarak ekledi. “Onun sana karşı ilgi duyduğunu biliyorsun.”

Eleanor’ın kalbi hızla çarpmasına rağmen soğukkanlı dış görünüşü buna izin vermedi. Henüz başlamadan başarısız olmuş muydu? Kovulmak için mi buradaydı, yoksa daha kötüsü mü? Kraliçenin kıskanç bir karakteri olduğu bilinmiyordu, ancak bunu kimse bilemezdi.

Kraliçe, “Korkmayın,” dedi. “Sana bir teklifim var.”

“Teklif mi, Majesteleri?” Eleanor’ın endişesi dağıldı ve merak onun entrikalarını açığa çıkardı.

“Kocamla beş yıldır evliyiz ve çocuğumuz yok. Bu süre zarfında, kocam iki gayrimeşru çocuk sahibi oldu. Biri sadece 6 gün yaşadı, diğeri…” Kraliçe burada ekşi bir ifadeyi bastırdı, “iyi, diyelim ki diğer çocuk da gayrimeşru kalacak.”

“Bu benimle ne ilgili, Majesteleri?” diye sordu Eleanor.

Kraliçe son derece diplomatik bir tavırla, “Kralın bir varisi olması gerekiyor ve bu durumda doğurganlığımın sorun olduğunu düşünmemiz gerekiyor,” dedi. “İşte burada devreye sen giriyorsun. Ben seni nasıl göründüğünü görüyorum ve sadakat hiçbir şekilde endişe etmemiz gereken bir şey değil. Yani teklifim şu: Kocamla ilişkiye girmen için sana tam onay veriyorum. Burada, sarayda konaklama imkanı sağlanacak, bir mevki verilecek hatta istersen cömert bir harçlık bile alabileceksin. İlişkin herkesin gözü önünde ya da gizli olabilir. Ancak, mantıklı davranmanı tavsiye ederim.”

“Peki, maliyeti ne olacak?” dedi Eleanor araya girerek.

Kraliçe, gözleri Eleanor’unkilerle buluştuğunda, “İlk çocuğunun doğrulanması bana ait olacak,” dedi. “İstedikten sonra çocuğunla iletişim kurabilirsin, ancak annesi ben olacağım.” Kraliçe sandalyesinden kalktı ve kapıya doğru yürümeye başladı. “Kararını vermek için bir süren var.”

Eleanor cevap verene kadar sadece birkaç adım atmıştı.

“Kabul ediyorum.”

Kraliçe durakladı. “Çok iyi. Kendi hazırlıklarını yapabileceğin bir yere ulaşmak için o kapıdan geçebilirsin diye düşünüyorum.”

Kraliçe, Eleanor’u yalnız bırakmadan önce odanın diğer tarafındaki kapıyı işaret etti. Eleanor’un başı biraz dönüyordu. Annesinin sesini duyduğunda neşeyle gülmeye karar verdi.

Bu sadece başlangıçtır. Kendi kaderimi belirleme zamanı geldi.

Başlangıçta başarılı olamadınız.

Eleanor kendini sakinleştirmeye çalıştı. Derin bir nefes alarak kapıya doğru ilerledi ve kapıyı yavaşça açtı.

Diğer taraftaki oda, Eleanor’un şimdiye kadar gördüğü en iyi mobilyaların bulunduğu gösterişli bir yatak odasıydı. Alanın ortasına doğru ilerledi, etrafındakilerin ağırlığını hissederken nabzı bir kez daha hızlandı.

Son on yılını bu ana hazırlanarak geçirmişti.

Hayatının ilk on yılında onu evi dediği barakadan uzaklaştıran at arabası yolculuğunu düşündü. Memleketinden uzaktaki bir malikaneye gönderildi. Asillere uyum sağlamak için yıllarını hanımefendi olmayı öğrenerek geçirdiği bir malikane. Zarif ve dindar olmak üzere eğitilmişti. Ona zeki ve esprili olması, en yüksek toplumlara uyum sağlaması öğretildi. Ama en önemlisi, çarpıcı olacak şekilde eğitilmişti. Fark edilmek için yetiştirildi ve baştan çıkarıcı olması talimatı verildi. Her şey tek bir hedefe doğru gidiyordu.

Bu odanın önemini kavradıkça karnının alt kısmında bir karıncalanma hissetti. Bakışları kalın perdeleri ve lüks örtüleri olan sayvanlı yatağa takıldı. Fiziksel etkileri yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Bu başlangıçtı. Kaderi burada başladı.

Kral’la yatacağım, diye düşündü. Hayır, Kralı baştan çıkaracağım ve onun kalbini ve ruhunu ele geçireceğim.

Eleanor bu başarıya ulaşmak için eğitiminden daha fazlasının gerektiğini biliyordu. Bir ruhu gerçekten kazanmak için, kendi ruhunuzu açığa çıkarmalısınız. Bir güvenlik açığı durumunda onu açığa çıkarmak. Eleanor gözlerini kapattı ve karnının karıncalanmasından başlayarak ellerini elbisesinin ipek üzerinde gezdirdi. Kral’ı zihninde canlandırdı. Elleri tenine dokunuyor. Görüntüleri kendi bedenini keşfederken, içindeki o derin parçaya erişmeye çalışırken kullandı.

Aniden başka bir elin tenine sürtündüğünü, saçlarını boynundan ittiğini hissetti. Nefes nefese kaldı ve uzaklaşmak istedi ama başka bir güçlü el beline dolandı ve onu olduğu yerde tuttu.

“Leydi Eleanor.” Majestelerinin alçak, gırtlaktan gelen sesi, ensesindeki hassas deride titreşti. “Canım, yatak odamda ne yapıyorsun?”

Eleanor dondu. Onu çağırmamış mıydı? Bütün bunlar Kraliçe’nin yaptığı mıydı? Ya onu uzaklaştırırsa?

“Ben…” diye tökezledi, “Lordum, düşündüm ki…”

“Şikayet etmiyorum,” diye hırladı saçlarının içine, kokusunu içine çekerken. “Sadece şaşırdım.”

Eleanor’un vücudunu kaplayan duygu dalgasından kurtulması biraz zaman aldı. Durumun kontrolünü ele geçirmesi gerekiyordu. Kollarından kurtuldu ve Kralına doğru döndü.

“Umarım hoş bir sürprizdir, Lordum.”

Delici mavi gözlerini Eleanor’a dikerek, “Aslında bu her zaman bir zevktir,” diye onayladı. “Ama bu, buraya nasıl geldiğini açıklamıyor.”

Eleanor, “Beni çağırdığınızı sanıyordum Majesteleri,” diye yanıtladı. “Ama eğer bir hata olduysa belki de gitmeliyim.”

“Böyle bir şey yapmayacaksın,” dedi ama bir iç çekişten kurtuldu. Ona arkasını döndü ve balkon kapılarının yanındaki bir masaya doğru ilerledi. Üzerinde iki bardakla birlikte bir şişe şarap vardı. Sıvıyı ikisine de döktü ve ikincisini ona vererek ona döndü.

İkram ettiği içkiyi aldı. Bir yudum alırken gözlerinin ondan ayrılmadığının tamamen farkındaydı.

“Karımla konuştun mu?” diye sordu sertçe.

Eleanor onun bu açıklamasına şaşırdı. “Onun… teklifinden haberdar mıydın?”

“Elbette. Benim bilgim olmadan bunu başarmak pek mümkün olmazdı. Bazılarının inanmayı tercih ettiği kadar Kraliçemden habersiz değilim.”

“Peki bu senin için sorun değil mi?”

“Önemli olan benim soyumdur. Varisin Maria’nınki gibi sunulması meşruiyeti garantiliyor. Bu onun fikri olduğu için onun da bu anlaşmayı kabul edeceğinden eminim” dedi. “Buradaki soru şu: Şartları kabul ediyor musun?”

Eleanor sonunda gözleriyle buluştu. “Buradayım.”

Ona bir adım daha yaklaştı. Vücudundan yayılan sıcaklık ona yayılıyordu. Bardağı kadının elinden aldı, teni onunkine sürtünerek onu karıncalandırdı. Bardakları masanın üzerindeki yerlerine geri koydu. Onun etrafında dönerken geriye doğru adımları yavaş ve kendinden emindi. Uzanıp elini sırtının küçük kısmı boyunca, beli boyunca gezdirdi ve karmaşık tasarımı elbisesinin ön kısmına kadar takip etti. Parmak uçları göğsünün açıkta kalan derisinde gezindi. Parmaklarını saçlarının derinliklerine batırmadan önce başparmağını Dudağının alt kıvrımına hafifçe dokunsaydı, ona serbest eli kıçının yuvarlak kürelerini kavramak için hareket ederken göğsünü omzuna yasladı.

Eleanor bu samimi jest karşısında derin bir nefes aldı. Nefesi kulağına çarptığında içinden geçen yenilenmiş elektrik dalgasını memnuniyetle karşıladı. Sakalları yumuşak teninin kontrastını yakaladı. Bir sonraki keşfini tahmin ederek nefesini tuttu, ancak isteksiz bir iç çekişle karşılaştı.

“Lordum, bir sorun mu var?” Eleanor nefes almayı başardı.

“Hayır,” diye yanıtladı, ellerini daha da sıkılaştırarak onu tamamen serbest bırakmadan önce. “Ve evet.”

Eleanor endişeyle ona baktı.

“Sevgili Kraliçem, bunu bir ticari anlaşmaya dönüştürmüş gibi görünüyor,” dedi, eli bir kez daha saçlarına gitti. “Ama şunu açıklığa kavuşturmak istiyorum, seni bu yüzden burada istemiyorum. Yatağımda yatacaksan işin bununla hiçbir ilgisi kalmayacak. Çenesini tuttu ve gözlerini kendisiyle buluşturmak için kaldırdı. “Bu zevkle ilgili, senin ve benim. Anlıyor musunuz? Bu birbirimizi keşfetmemizle ilgili. Tutkumuzu eşiğin ötesine taşıyoruz.”

Elini elbisenin altına daldırıp göğüslerinin esnek etini kumaşın altına sıkıştırdı. Diğer eli vücudunda dolaşmaya devam ederek ulaşabildiği her şeyi okşadı.

“Sana ihtiyacın olanı vermek istiyorum, ama ihtiyacım olanı da alacağım. Her zaman nazik olmayacak. Uygun olmayacak. Ve kesinlikle bir iş olmayacak.”

Hızla geri çekildi ve ikisini de nefessiz bıraktı.

“Yani, neyi kabul ettiğinizi tam olarak anlayana kadar burada olmamalısınız.”

Eleanor onun ondan uzaklaşıp onu odanın ortasında ayakta bırakmasını izledi.

“Lordum,” diye yanıtladı. Döndü ve onunla göz göze geldi. Sesine güvenerek, “Anlıyorum” dedi.

Bir anda aralarındaki mesafeyi kapatmıştı. İlk başta kaba ve umutsuz bir tavırla ağzını onun dudaklarına bastırdı, ta ki birbirlerinin hissine kapılana kadar. Eleanor onu iterken yatağın sert direğini sırtında hissetti.

Elleri rahatlamak için vücudunu ararken kadın ona inledi. Korsesinin bağlarını çözmesine yardımcı olmak için adamın ellerini sırtında buluşturdu, ipleri neredeyse çılgınca çekiyordu.

“İşte bu,” diye düşündü. “Yapmam gereken şey bu.”

Korsesinin gevşediğini, elbisesinin gevşek bir şekilde omuzlarına düştüğünü hissetti. Kralı kendisini dudaklarından uzaklaştırdı ve onu tam olarak görebilmesine yetecek kadar alan bırakmak için hafifçe geri çekildi. Basit bir hareketle kumaşı teninden sildi ve kumaşın yerde ayaklarının etrafında toplanmasını açgözlülükle izledi.

Eleanor kendini gizleme dürtüsüne karşı savaştı. Uzun süre karşısındaki adamı incelemişti. Bir yılı aşkın süredir sarayının bir parçası olduğundan, onun kendine güven duyduğunu biliyordu. Ateşe ve tutkuya kapılmıştı. Başını kaldırdı, saçlarını yavaş yavaş salladı, ta ki hepsi sırtına düşene kadar, kendini önündeki adama gösterdi. Her nefes alışında göğüslerinin yükselip alçalmasını, göğüs uçlarının bu görüntüde belirginleşmesini izledi. Gözleri kadının kendi arzusuyla parladığından emin olduğu yumuşak buklelere doğru devam etti.

Kralı tekrar ona doğru eğildi, meme uçlarının öğretilmiş uçlarına öpücükler bıraktı, hassas cildi ağzıyla sarmaladı ve yetenekli bir dille hafifçe vurarak hareket etti. Eleanor onun alayına karşılık inledi. Vücudu dokunuşuna o kadar hızlı ve yoğun bir şekilde tepki verdi ki, anında daha fazlasına ihtiyaç duyuyordu. Göğüs kafesini sıkıca tutan ellerini kavradı ve onları kaydırarak arka tarafındaki tümseklere doğru hareket ettirerek masaj hareketlerini teşvik etti. Kralı, hizmetlerinden hafifçe geri çekilirken alçak sesle kıkırdadı. Yukarıya baktı ve gözlerini ona kilitledi. O mavi gözler hayranlıkla parlıyordu ve Eleanor’un tanımlayamadığı, ama deneyimlemek istediği bir şeydi bu.

Onun bakışlarındaki arzuyu görebildiğini biliyordu. Giderken hafif yalamalar sunarak karnına biberli öpücükler bırakmaya başladı. Eleanor parmaklarını saçlarının arasında gezdirmek için hareket etti, ama elleri bileklerini yakalayınca nefesi kesildi.

“Efendim?”

“Sabırlı ol, güzelim,” diye homurdandı. Ellerini arkasında hareket ettirdi ve onu hâlâ omurgasında basılı olan direği kavramaya zorladı. “Bunları burada tut, yoksa her şey değişecek.”

Eleanor ona dokunmak istiyordu, ona dokunmaya ihtiyacı vardı. Bir sızlanmayı bastırdı. Ancak başını salladığında oyununa geri döndü. Ağzı aradığı hassas noktalara öpücükler bırakmaya başlamıştı. Eleanor parmaklarını saçlarının arasında gezdirmek için hareket etti, ama elleri bileklerini yakalayınca nefesi kesildi.

“Efendim?”

“Sabırlı ol, güzelim,” diye homurdandı. Ellerini arkasında hareket ettirdi ve onu hâlâ omurgasında basılı olan direği kavramaya zorladı. “Bunları burada tut, yoksa her şey değişecek.”

Eleanor ona dokunmak istiyordu, ona dokunmaya ihtiyacı vardı. Bir sızlanmayı bastırdı. Ancak başını salladığında oyununa geri döndü. Ağzı aradığı hassas noktalara öpücükler bırakmaya başlamıştı. Eleanor parmaklarını saçlarının arasında gezdirmek için hareket etti, ama elleri bileklerini yakalayınca nefesi kesildi.

“Efendim?”

“Sabırlı ol, güzelim,” diye homurdandı. Ellerini arkasında hareket ettirdi ve onu hâlâ omurgasında basılı olan direği kavramaya zorladı. “Bunları burada tut, yoksa her şey değişecek.”

Eleanor ona dokunmak istiyordu, ona dokunmaya ihtiyaç duyuyordu. Bir sızlanmayı bastırdı. Ancak başını salladığında oyununa geriKıvrımları keşfedene kadar aşağı yönde ilerledi. Vücudu, parlak diliyle temas ettiğinde karıncalanmaya ve gerilmeye başladı. Nefes almak zorlaştı ve adamın saçlarını tutmamak için elinden geleni yaptı. Başka bir duygu onu sarınca inlemekten kendini alamadı. Parmaklar, dilin ritmiyle birlikte içine doğru hareket ederek mükemmel bir uyum içinde hareket ediyordu. Doruğa yaklaşıyordu ve daha fazlasını istemek için bağırdı, korktuğu gibi durmayacağından. Vücudu kasılırken ve içindeki parmaklar hala derinlerdeyken beyaz bir ışıkla görüşü doldu. Kralın karşısına dikilirken, nefessiz bir şekilde poster yatağının yanında durdu. “Gerçekten olağanüstüsün,” diye fısıldadı. Hızla gömleğini çıkardı, ardından botlarını ve çoraplarını çıkardı. “Yatakta uzanmak.” Eleanor başlangıçta itaat etmek için hareketlendi, ancak bir düşünce üzerinde duraksadı. Karşısındaki adamı tamamen içine alıyor. Sorgulayıcı bir bakışla ona baktı. Hayır, dedi ve göğsüne doğru eğildi. Hafifçe geri çekildi. “Sana dokunmamam gerektiğini söylemiştim.” Eleanor gülümseyerek avucunu göğsünde gezdirdi. Saçlarının teninde hissedilmesini sevdi. Ama ihtiyacı çok fazlaydı ve hızla pantolonunun düğmesini çözdü, ustaca açtı ve kadının elinin içine girmesine izin verdi. Onu yutmak için aşağıya doğru hareket ettiğinde bir hırıltı çıktı ağzından. Onu durdurmak için başka bir elini göğsüne koyduğunda hızla dizlerinin üstüne düşmeden önce fısıldadı. Nefes aldı ve lanet okudu. “Bu, bir hizmetkar için geleneksel bir pozisyon olduğuna inanıyorum, Lordum,” alay etti ve elini onun boyun boyuna okşarken. Boşta olan eli pantolonunu gevşetti ve onları bacaklarının altına doğru itti. Adamı ağzının derinliklerine almadan önce tedirgin bir ifadeyle ona baktı. Burnunun etrafındaki saçlar gıdıklandığını hissetti, onu içine almaya devam etmek için çenesini gevşetti. Onun içinde yutkunurken, dudaklarından başka bir küfür kaçtığında tatmin hissetti. Pompaladı, başını yukarı ve aşağı hareket ettirdi, her vuruşunda yutkunmaya başladı. Alnında ter çıkmaya başladı. Eli saçlarının arasında dolaşırken onu penisinden aşağı yönlendirdi. Tek eliyle kaselerine masaj yaptı; elinin sıkıştığını hissetmek uzun sürmedi, Kral iniltisini bastıramıyordu. Eleanor’un boşalmak üzere olduğunu biliyordu, bu yüzden baskıyı arttırdı. Ama hızla geri çekti kendini. Eli sıkıca penisinin etrafına sarıldı, nefesi kesildi, ona baktı. “Size her şeyin değişeceğini söylemiştim.” Bir eliyle eğildi ve onu yerden kaldırıp yatağa bıraktı. Kendini dikkatlice okşarken onu görebileceği şekilde yaydı. “Sana bir soru soracağım Eleanor ve dürüstçe cevap vermen çok önemli.” Eleanor başını salladı. Yüzündeki kendini kontrol etme çabasını fark etti. “Bakire misin?” Eleanor bir an düşündü ve dürüstçe başını salladı. “HAYIR.” “İyi.” Onu yatağa doğru çekti ve bacaklarını beline doladı. İçine girmesini bekledi ama onun yerine eğilip öptü. Derinden ve umutsuzca. Hala kendi tadını dudaklarında hissedebiliyordu ve daha fazlasını istiyordu. Eli vücudunun üst kısmına kaydı ve boynuna yaslandı. Diğer eli penise doğru ilerledi ve kaygan açıklığa yönlendirdi. Hızlı bir hareketle içine girdi. Zevkle bağırdı ve adam ona içinde yayıldı. Kararlılığını toplayarak bu zafer anında durdu. Gözleri buluştu ve mükemmel uyumu tadındılar. Ancak Eleanor’ın ihtiyacı onu bunalttı. Bacaklarını onun beline doladı ve kaslarını daha da sıkılaştırarak onu daha derine çekti. “Kahretsin!” Kontrolünün son kırıntısı da kaybolduğunda ağladı. Kendini geri çekti ve hızla onun içine girdi. Adımları hızlandı, her hareketi bir öncekinden daha güçlüydü. Zevk vücudunu ele geçirirken Eleanor bağırdı. “Evet, Lordum, beni istediğin gibi al!” Orgazmı karnında büyüdü, kasları gerildi. Başka bir his tanıtılana kadar bunun devam edeceğini biliyordu. Kral bir elini sıkıca boynuna dolamış, diğer eliyle kıvrımlarındaki hassas noktaya masaj yapmıştı. Yoğunluk neredeyse dayanılmazdı. Tırnakları

Arkadaşının sırtına saplandığında, adam biraz geri çekildi. Elini saçlarına daldırıp başını kendine doğru kaldırdı.

“Benimle geleceksin Eleanor.”

Cevabını inleyerek verdi, arzusu dayanılmaz hale geldi.

“Merak etme güzelim. Bu çok uzun sürmeyecek.”

Bununla birlikte, klitorisini uyarırken aletini neredeyse öfkeyle ona doğru vurarak, tufanının hızını arttırdı. Saniyeler içinde doruğu zirveye ulaşıyordu. Çok erken geleceğinden endişelendi, sanki çok uzaklardan onun bağırdığını duydu.

“Şimdi!”

Son bir dizi umutsuz saldırıyla, cinsiyetinin duvarları yerini kasılma dalgalarına bırakırken, adamın derinliklerine indi. Onun tohumunun sıcaklığının içini doldurduğunu, artık birbirlerine ait olan ruhları açığa çıkardığını hissettiğinde gözleri kilitlendi.

]]>
https://sexhikayen.net/karimdan-sikilan-adam-metrese-yoneliyor/feed/ 0
Lise Aşkım ve En Güzel Dakikalarım https://sexhikayen.net/lise-askim-ve-en-guzel-dakikalarim/ https://sexhikayen.net/lise-askim-ve-en-guzel-dakikalarim/#respond Fri, 17 Nov 2023 05:02:21 +0000 https://sexhikayen.net/lise-askim-ve-en-guzel-dakikalarim/ [...]]]> 

Lise Aşkımla Yaşadığım En Güzel Anılar

Ben, hareketlerimi dürtülerle kontrol eden, onun için iyiden daha fazlasını yapmaktan çekinmeyen bir kadınım. Huzursuz hissediyorum. Parmaklarımı bir martini bardağına, bir trenin tırabzanına veya sıcak bir sigara dolayarak bu gerginliği hafifletiyorum.

Bu yaptığım en dürtüsel şeylerden biri. Hiç gitmediğim, birkaç gün önce bile düşünmediğim bir şehre doğru hızla ilerlerken, bir tren penceresinden yabancı bir manzaraya bakıyorum.

Sinirliyim. İçimdeki titreşimlerin nedenini tren mi, yoksa bana enerji veren adrenalinden mi anlamıyorum. Ama bu adrenal beni besliyor, heyecanlandırıyor.

Bu yeni şehirde herhangi biri olabilirim, istediğim herhangi bir yönümü ona gösterebilirim. O.

Sanırım bu hikayenin önemli bir parçası.

İlk gerçek aşkım, lisedeyken, onun yanında bile gözlerinin içine bakmaya cesaret edemediğim, ona yönelik gerçekten yapmak istediğim şeyleri bile yapamadığım zamanlar oldu. Parmaklarını vajinama sokarken sert, bekleyen aletini, sert, büyük parmaklarını ağzıma sokuyor hissini derin içimde hissediyorum, bedeninin ağırlığını üzerimde hissediyorum. Eğer o zamanlar kendime güvenim olsaydı, onunla olan her şeyimin birinci olmasını sağlardım.

Bu yıllar öncesindeydi ve o benim ilk tecrübelerimden hiçbiri değildi ve şimdi gençliğimden daha fazla deneyime sahibim. Artık bir adamın kolunu kavrayan, kolayca gülen ve hızlıca soyunan biri benim. Artık istediğimi elde etmekten korkmuyorum.

Bu duruma ilk başta böyle girdim. Genç, utangaç halim için ve artık korkmaktan korkmadığım için ben ilk adımı attım; kaybedecek bir şey yok ve kazanacak çok şey var. Instagram’daki daha cesur fotoğraflarımdan birkaçını beğendikten sonra ona mesaj attım.

Benimle birlikte bir şeyler yapmaya ne dersin?

Farklı bir şehirde yaşıyor, küçük ayrıntıları hemen hallediyoruz.

Sonra, beni gerçekten şaşırtan bir mesaj aldım.

Her zaman seni son derece seksi buldum.

Eğer modern bir aşk hikayesi varsa.

İçgüdülerimi takip edip onu ziyaret etmek için üç günlük bir hafta sonu için gelmemi istedi ve şimdi trenden iniyorum, istasyonda onu veya hayalini kurduğum kişiyi arıyorum.

Bir mesaj alıyorum.

Metro durdu, 15 dakika içinde orada olacağım.

En iyi şekilde olacak. Biraz nefes almak için zamanım var. İstasyonda beyaz mermer bir bank buldum ve sanki odaklanabilecekmişim gibi kitabımı çıkardım, ellerimin ve dizlerimin titremelerini yok sayarak.

Telefonum başka bir mesajla çalıyor.

Seninle buluşmayı sabırsızlıkla bekliyorum.

Bu beni utandırıyor.

Bu adamdan gerçekten ne bekleyeceğimi bilmiyorum. Onun nasıl biri olduğundan bile emin değilim. Okuldan hatırladıklarım, aklımda sakladığım parçalarım var. Arkadaşlarının sesini bastıran derin sesi, gülmeden önce gözlerindeki kırışıklıklar.

Aslında, şu an fark etmediğim şey bu değildi; O tam anlamıyla erkekti. Bir futbolcu, bir avcı. Texas köklerimin benim kabul etmek istediğimden daha fazla etkilediğini anlamam biraz zaman aldı.

Tabii ki, endişelerim var. Eğer sıkıcı veya kaba biri olursa? Eğer hiç konuşacak bir şeyimiz olmazsa? Eğer bir Trump destekçisi olursa? Eğer kimyamız uymazsa?

Ama olasılıkların cazibesi çok güçlü. En iyi senaryo çok eğlenceli olurdu. Eğer ellerimizi birbirimizden çekemezsek? Eğer bu dört gün boyunca ateşli bir ilişki yaşayıp paket servisi olursa? Eğer tek bir kıyafet bile giymemize gerek olmazsa?

Bu yüzden “evet” demek zorunda kaldım ve şu anda bu istasyonda oturup bir kitaba bakıyorum ve on yıldır geri dönmeyi sürdürdüğüm bir adam hakkında hayaller kuruyorum.

Derin bir ses ve yanımdaki sıcak beden düşüncelerimi kesiyor.

“Hangi kitabı okuyorsun?”

Dönüp onu orada otururken görünce nefesim sıkışıyor. Yüzü benimkinden sadece birkaç santimetre uzakta ve o kadar şaşkınım ki biraz “Merhaba” diyebildim.

Gülüyor ve ayağa kalkıp üzerime doğru yaklaşıyor. Uzattığı elini tutuyorum ve beni kendine çekiyor. Son birkaç ay boyunca aramızda geçen cüretkar mesajların farkındayım, ancak kolonya kokusunu hissettiğimde, ellerimin altındaki sıcaklığı hissedince…

Hissettiğimde biraz rahatlıyorum. Ayrıldık ve bana baktı, açık mavi gözleri yüzümde geziniyordu. “Seni görmek gerçekten çok güzel” dedi ve bir tutam saçı kulağımın arkasına attı. “Hafta sonu için hazır mısın?” Çantamı omzuna attı ve beni istasyondan geçirip işlek caddeye doğru yönlendirdi.

“Ben! Ama nereye gidiyoruz?” diye sordum, benimkine benzediğini fark ettiğimde yüzündeki sırıtmaya kıkırdayarak. İkimizin de bunun ne kadar çılgınca olduğunu anlamasına sevindim.

“Birkaç içki içip birbirimizi tanıyabileceğimizi düşündüm. Güven bana. Burayı beğeneceğinizi düşünüyorum.” Bana bakıyor, kaşlarını kaldırıyor ve bir süre durduktan sonra elimi avucunun içine alıyor.

Kalabalık caddede gezinmek için isteksizce gözlerimi ondan ayırıyorum ama hatırladığım kadar güzeldi. Geniş omuzları yumuşak deri ceketini dolduruyor ve uzun bacaklarına baktığımda beni gülümseten eski püskü kovboy çizmelerini görüyorum.

Çocuğu Teksas’tan çıkarabilirsiniz…

Aniden benim için açık tuttuğu sıradan bir metal kapının önünde durduk.

“Önden buyurun.”

İçeri adım atıyorum ve ağır, siyah bir perdeyi iterek geçiyorum. Aşağıdaki zemine inşa edilmiş devasa bir maun bara bakan demir bir geçit üzerinde duruyorum; burada oyma yaratıklar eskilikten lekelenmiş bir aynanın başında nöbet tutuyor. İki devasa avize göz hizasında asılı duruyor; sıcak ışıkları yumuşak bir toz tabakasının altında parlıyor.

“Merdivenler bu tarafta tatlım.” Ben sahneye aval aval bakarken o da yüzüme bakarak gülüyor.

“Ne oluyor,” diye ağzımı açtım, cılız bir merdivenden dikkatle aşağı inerken. Uzun boylu bir hostes elinde bir panoyla altta bekliyor.

“İsim?” diye sertçe soruyor.

“Brooks.”

Topuklarının üzerinde dönüyor ve bizi peluş sandalyelerden oluşan bir kalabalığın ve içkilerini tembelce döndüren güzel insanların arasından geçiriyor. Bardaki tek boş koltuğu işaret ederek elini salladı ve hızla uzaklaştı.

Benim için bir tabure çekip kendisi de bir tabureye oturuyor ve küçük menüyü açıyor. “Genelde ne içersin?” diyor sayfaları çevirerek.

“Ne olursa olsun” diyorum, “Ama bu gece bir negroni düşünüyorum.”

“Mükemmel.” Barmene el salladı ve ikimiz için sipariş verdikten sonra bana döndü. Taburemi alıp neredeyse kendisininkine değecek kadar sürükledi ve ben de ona doğru eğildim.

“Nereden başlayalım?” Barmen içkilerimizi masaya koyarken sordum.

İlk içkide olağan konuları işliyoruz. Liseyi, üniversiteyi, şu anda ne yaptığımızı, arkadaşlarımızın ne yaptığını konuşuyoruz. Barın sesleri arasında seslerimiz yükseliyor, sanki odada sadece ikimiz varmışız gibi geliyor.

İkinci bir içki içime akarken onun da kendini daha gevşek hissettiğini görebiliyordum. Gülümsemesi daha kolay oluyor ve başparmağı kalçamın üzerinde daireler çiziyor. Narenciye kokulu ağzının benimkine yaklaşmasından cesaret alarak yumuşak bir sesle, “Sana bir şey söylemem gerekiyor,” diyorum.

Bakışlarım dudaklarına takılıp kalıyor. Ne kadar lezzetli göründüklerini görünce geriliyorum ve cildimde nasıl bir his uyandıracaklarını yüzüncü kez hayal ediyorum.

“Nedir?” Sesi benimkinden bile alçak.

“Her zaman ilkim olmanı istedim. Ama olmadığına sevindim.”

Biraz geriye eğildi, büyük eli bir gülümsemeyi gizledi. “Nedenmiş?”

“Sanırım artık daha çok eğleneceğiz.” Elim kalçasının üst kısmını kavradı ve nefesim kulağına değecek şekilde yaklaştım. “Biraz itaatkar olmamın bir sakıncası var mı baba?”

Gözleri fal taşı gibi büyüyor ve pantolonundaki büyüyen şişkinlikten durumun gayet iyi olduğunu anlayabiliyorum. Bara biraz para attı ve beni dışarı, geceye doğru götürdü.

Merdivenlerden çıkarken nefes nefese bir halde dairesine çarptık. Beni kapalı kapıya doğru itiyor, ağzı benimkinin üzerinde, dili içimi yalarken dudaklarımı ayırıyor. Elleri elbisemi sertçe başımın üzerine çekti, sonra sutyenimin kaburgalarımdan fırladığını ve parmaklarımın tangamın çevresine dolandığını, yere düşmesine izin verdiğini hissettim. Ayakkabılarımı fırlatıyorum ve o bir adım geri gidiyor. Gözleri benim üzerimde gezinirken, dişleri alt dudağına batıyor, gergin göğüs uçlarımın üzerinde geziniyor.

“Diz çök,” diyor rahat bir kanepenin önündeki kalın halıyı işaret ederek.

Ben itaat ediyorum ve o da önümde oturarak beni takip ediyor. İlk iki parmağını dudaklarımın arasına bastırdı. Onları emiyor ve ensemdeki bir avuç dolusu saçı yakalayıp ona bakmamı sağlıyor.

Metinde bulunan cinsel içerikli ifadeleri uygun bir şekilde ifade etmek gerekir. Bu nedenle, metni yeniden düzenleyerek SEO uyumlu bir şekilde aşağıda sunuyorum:

Başımı geriye doğru eğdiğimde hafif bir acı hissediyorum. Ellerimi arkama koy diyor. Parmaklarımı birbirine dokundurarak itaat ediyorum. Pantolonunun içindeki hareketi fark ettiğimde iç çekiyorum. Gözleri etrafındaki kırışıklıklar daha da belirginleşmiş. Parmakları ağzımdan çıkarken diğer eli saçlarımda. Diğer eli boynumun üzerinden, göğüslerimin arasından kayarak karın bölgeme ve vajinama geliyor. Bana “Ne istiyorsun?” diye soruyor. Cevabım çok fazla. İki deliğime birden girmesini, klitorisimi ağzıyla uyarılmasını, vajinamı ovarken üzerine binmek istiyorum. Arkamdan girip beni şaplaklamasını, saçlarımı çekmesini ve zevke gelmemi istiyorum. Bu üç gün boyunca seninle her şekilde olmak istiyorum. Gözlerinin içine bakıyorum ve “Her şeyi istiyorum” diyorum. Kıkırdıyor, saçımı serbest bırakıyor ve düşünceli bir şekilde arkaya yaslanıyor. Keskin çene hattına yakın kesilmiş, koyu kumral sakalıyla beni mest ediyor.

“Sen açgözlü bir şeysin, değil mi?” diye eğilerek soruyor, dirseklerini dizlerinin üstüne koyuyor. Ayağa kalkıyor, üzerimde yükselmeye başlıyor ve yavaşça kıyafetlerini çıkarmaya başlıyor. Ceketi çıkarırken göğsünde uzanan kalın saçlarını ortaya çıkarıyor. Kollarının önündeki damarlar şişmiş ve kot pantolonu üzerinde hareket eden tendonlarını gözlemliyorum. Kemerin gümüş tokası yere düşerken çatırdama sesi duyuluyor. Sonra pantolonunu çıkarıyor ve organı serbest kalıyor, heyecanla atmaya başlıyor. Kesinlikle etkileyici, kalın ve dik. Favorim. Onun sıcaklığını hissetmek için bana doğru yaklaşıyor. “Bir yerden başlamalıyız” diye söylüyor ve parmaklarını dudaklarımda gezdiriyor.

Ancak sıra benim dalga geçmekte. Bir süre bekledim, biraz daha bekleyebilirim. Gülümseyerek tırnaklarımı kalçasına doğru gezdiriyorum ve tüylerimin diken diken olduğunu fark ediyorum. Soluğum, onun organının boyunca iz bırakıyor ve dudaklarım hafifçe temas etmesine izin veriyorum. Dilim, uyluğunun kalçasına doğru iniyor ve ellerimi kıçında, kalçasında gezdirerek güçlü kaslarına dokunuyorum. Dişlerinin arasından inleyerek geriliyor ve başını hayal kırıklığıyla geriye doğru eğdiğimde gözlerini açıp bana bakıyor. Başparmağımı yalıyorum ve aletinin başını ovuyorum, göz kontağı kuruyorum ve onu harekete geçirmek için baskı yapıyorum. İnleyerek yanıma uzanıyor ve saçlarımdan tutup beni kaldırıyor. “Yani böyle mi olacak, ha?” diyor. Dudaklarımız sertçe çarpışıyor, üstünlük sağlamaya çalışıyoruz, ancak onun kazanmasını istediğimi her ikimiz de biliyoruz. Ağzı bana emretti ve sonunda kendimi ona teslim ediyorum. Beni belimden tutup kalçalarımı sarıyor ve onun sıcaklığını şişmiş vajinamda hissetmek sızlanıyorum. Koyu odasına giriyor ve beni yatağa atıyor.

“Bir dakika bekleyin” diyor. Her yeri mumlarla aydınlatırken bir tıslama sesi duyuluyor ve duman kokusu havayı sarıyor. “Güzel bir an olmasını istiyorum” diyerek çekingen bir tavırla söylüyor. “Buraya gel” diyorum ve onun üzerine çıkarak başımı ona doğru eğiyorum, dudaklarım köprücük kemiğine dokunuyor. “Çok tatlı” diyorum boynunun kıvrımına doğru gülümseyerek. Gülerek, yavaşça öpüşmeye başlıyoruz ve birbirimize kayboluyoruz. Kokusunu içime çekiyorum ve parmaklarımı saçlarının arasından geçirerek çenesini takip ediyorum ve parmakları cildimde, sırtımda gezdirerek vajinama kadar uzanıyor. Zevkten inleyip daha iyi bir açı kazanması için kalçalarımı havaya kaldırıyorum. “Yüzüme binmeni istiyorum” diyor, kıçımı avuçlarken beni ayağa kaldırıyor. YatakSeo Uyumlu ve HTML Etiketlerine Uygun

Gönderilen metin aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir:

Başlığını Tuttum ve Ona İtaat Ettim

Gönderilen metin, SEO uyumlu bir şekilde yeniden yazılmıştır. Aşağıda, metnin HTML etiketlerine uygun hali bulunmaktadır:

başlığını tuttum ve sırılsıklam amımı onun açık ağzına sürterek ona itaat ettim. Mum ışığı ellerimin ve kollarımın üzerinde dans ediyor ve meyve sularımı içerken onun kapalı gözlerine bakıyorum.

Artık dayanamıyorum. Beni becermesine ihtiyacım var.

“Lütfen beni doldur baba,” diye yalvarıyorum.

Beni sırtüstü çevirip prezervatifi taktı, sonra kollarımı başımın üzerine çekip bileklerimden sabitledi. Diğer eli yüzümü okşuyor.

“Olabildiğince yüksek sesle bağır,” diye homurdandı ve ağzımı kapattı. Aynı zamanda beni itiyor ve ben de onun eline bağırıyorum. Her itişte kavisli aleti en hassas noktama tekrar tekrar çarpıyor. Akkor bir ateş bedenimi delip geçene kadar ne kadar zamandır gittiğimizi hatırlamıyorum ve gözlerimi o kadar sıkı kapatıyorum ki köşelerden yaşların sızdığını hissediyorum.

Elimi bıraktığım anda onun bana doğru pompalandığını hissettim. İnleyerek ağzımı ve ellerimi serbest bıraktı ve beni üstüne çekti. Kalp atış hızının yavaşlayarak sabit bir atışa geçtiğini duyana kadar orada yattım.

Ona baktım ve “Umarım ziyaretimden pişman olmazsın” dedim.

“Tanrı aşkına bunu neden yapayım?” Bana bakmak için başını kaldırdı, gözlerinde endişe görülüyordu.

“Öldürmek için hâlâ üç günümüz var ve bu yataktan ayrılmayı planlamıyorum. İçinizde olup olmadığından emin değilim.

“Ah evet?” diye mırıldanıyor, üzerime yuvarlanıyor. Parmaklarının içime girdiğini hissettiğimde güldüm.

82 Kez Okundu

16 Kasım 2023

]]>
https://sexhikayen.net/lise-askim-ve-en-guzel-dakikalarim/feed/ 0
Harika Anlarımı Hemcinsimle Yaşadım https://sexhikayen.net/harika-anlarimi-hemcinsimle-yasadim/ https://sexhikayen.net/harika-anlarimi-hemcinsimle-yasadim/#respond Tue, 14 Nov 2023 05:02:09 +0000 https://sexhikayen.net/harika-anlarimi-hemcinsimle-yasadim/ [...]]]> En Heyecanlı ve Keyifli Anları Partnerimle Yaşadım

Genellikle işten sadece iç çamaşırlarımla ayrılırım ama bugün alışılmadık bir gün geçirdim.

Görüyorsun ya, kendimi tamamen Pussyfoot Shoes’taki işime adadım. Ekibim ve ben, hayal bile edemeyeceğimiz miktarda stiletto satışı gerçekleştirdik. Ama bir keresinde dükkândan ne için çıkmıştım? Beş dakika? Bölge müdürü Crabby Carol beni gitmiş olarak buldu.

Onu dükkânda beklediğimde, “Aslında o kadar da uzun değildim,” dedim, “ve yardımcım Pearl arka taraftaydı zaten.”

“Bu,” diye homurdanıyor Crabby Carol, “çok çirkin bir davranış. Acil bir durum olsa iyi olur! Bu iyi olsa iyi olur!”

“Gidip sevdiğim kadının gitmesine engel olmak zorundaydım” diye açıkladım. Sevdiğim kadın olan tezgâhtar asistanım Janey de hemen yanımda duruyor. Hayatımda ilk kez elimi tutuyor ve kalbim heyecanla çarpıyor. “Ve eğer bu acil bir durum değilse,” diye devam ediyorum, “ne olduğunu bilmiyorum.”

“Aşk?” diyor bölge müdürü Carol sanki bu kelimeyi hiç duymamış gibi. “Dükkanı insansız bıraktın çünkü…”

“Kadınsız,” diyor Janey, beni güldürerek.

İşte o zaman Carol rahatsız edici bir kızıl rengine bürünüyor. “Başlama!” bana dönmeden önce parmağını sallayarak Janey’e bağırıyor. “Ve sana gelince, Deborah, işin bitti! Eğer son derece iyi bir özür dilemeye hazır değilsen, üniformanı toute de suite geri vereceksin!”

Bu işe yarıyor. Yeterince hızlı patlayamıyorum.

“Ah, bu eski şey mi?” Bağırıyorum, bluzuma uzanıp onu yırtıyorum. Janey kıkırdamaya başlarken iki düğme Carol’a doğru sallanıyor. “Eh, size kolaylık olması açısından” diye ekliyorum, “bunu şimdi size vereceğim! Zaman yönetimi açısından nasıl?” Onu yere atıyorum.

Janey isyankar bir çığlık atıyor ama Carol’ın çenesi düşüyor. Yüzündeki şaşkınlık paha biçilemez.

“Sanırım sen de bunu istiyorsun?” Eteğimin fermuarını açarken, eteğimin üzerindeki on beş santimlik stilettoları duyuruyorum.

Carol sanki bir hamster tarafından saldırıya uğramış gibi çığlık atıyor. İşte böylece Janey’le birlikte, üzerimde iç çamaşırlarım ve ten rengi çoraplarım dışında hiçbir şey olmadan sokağa fırlıyorum.

O kadar çok gülüyoruz ki nefes almada zorlanıyoruz.

Neyse ki aniden yanımızdan geçen bir taksi görüyorum ve çıplaklığımız bize şans getiriyor.

“Kuyu?” diyor sürücü, taksisine bindiğimizde. “Hikâye nedir? Bu kadarını hak ediyorum değil mi?”

Taksi şoförüne hikayenin özetini aktarıyorum ama Janey elini dizime koyuyor ve onu yavaşça çoraplı bacağımdan yukarı doğru kaydırıyor, askı kemerimin klipsinin etrafında dolaşıyor ve küçük daireler çiziyor. “Çok etkileyicisin” diye fısıldıyor kulağıma. “Hiç bu kadar etkilenmemiştim.”

Janey’nin parmaklarını alıp külotuma bastırıyorum.

Parmaklarını dizime doğru – yukarı ve aşağı, yukarı ve aşağı – gezdiriyor. Böylece çoraplı bacağımın her santimetresi mırıldanıyor ve daha fazlası için yalvarıyor. Elini tutuyorum ve parmaklarını yavaşça çorabımın üzerinden yukarıya, çıplak tenimin üzerinden yukarıya doğru sürüklüyorum. Göz kapaklarının şehvetle ağırlaşarak bana doğru titreşmesini izliyorum. Sonra kendi elimi karnımdan aşağı kaydırıyorum. Dantelli külotumu okşuyor ve pamuk tabakasının üzerinden amımı hissedebiliyorum. Ne kadar ıslak olduğumu görünce dehşete düşmüş bir şekilde eğiliyorum – Tanrım, Janey’nin gözleri böyle üzerimdeyken her an orgazm olabilirim… ve bir yanım “Neden olmasın” diye düşünüyor, bu yüzden “Bana iyice dokun tatlım” diye fısıldıyorum.

Her ne kadar amımın üzerine bastırıp onun da bana karşı bastırması arzusuyla nefesi kesilse de, elini tekrar uyluğuma koyarak sürüklemek için kaydırıyor. Kulağıma şöyle fısıldıyor: “Yapamam… burada olamaz.” Bu yüzden “Tamam” diye fısıldıyorum ve stilettomu eteğimin kenarında gezdirmeksizin önce elini kaldırıyorum ve öpüyorum. Bundan sonra, amımın içine kadar hissettiğim ve beni ıslatan arabanın titreşimleriyle yetinmek zorundayım.

Taksi bizi bırakıyor ve mümkün olduğunca hızlı bir şekilde evime giriyoruz. Janey kapıyı arkamızdan çarpıyor ve yere yığılıyor, sonra birbirimize bakıp kahkaha atıyoruz. Janey gözlerindeki yaşları silerek, “Aman Tanrım,” diye soluyor, “bu fazlasıyla oldu!”

Şehvetli kahkahalarım seksi bir gülümsemeye dönüşüyor.

On beş santimlik sivri uçlu stiletto topuklu ayakkabılarımla adeta bir podyum modeli gibi yürüyorum. Kalçalarımı baştan çıkarıcı bir şekilde oynatarak ve gözlerini üzerimde tutarak ona doğru yaklaşıyorum. Janey hala bana gülümsemekte ve ben ona daha da sallanarak yanıt veriyorum. Şapkasını çıkararak saçlarını karıştırıyor ve başını hafifçe eğmeden önce şapkasını sallıyor. Gözlerinin büyüdüğünü ve siyaha döndüğünü hissedebiliyorum. Mutluluğun, arzunun ve umutsuzluğun iyi bir şekilde birleştiği bir durumdayım. Nefesini boynumda hissedebiliyorum ve ona “İş umurumda değil” diyorum.

“Bilmiyorum yapmadığını” diyor Janey belimden tutarak. “Bu şimdiye kadar gördüğüm en ateşli laissez-faire tavırlardan biri.”

Kravatını çekiştirerek onu yakalıyor ve elimi saçlarının arasında gezdiriyorum. Geriye doğru çöküyor, başı kapıya çarpıyor ve elleri sırtıma sıcak bir şekilde yapışıyor. “Beni öp” diyor. “Beni bu şeyle sarhoş et.”

Ben de tam olarak bunu yapıyorum.

Aniden son birkaç haftanın gerilimi ortaya çıkıyor, üzerimden fırlıyor ve Janey’e doğru hareket ediyorum. Onu kapıya bastırıyorum, sonra gömleğinin içinden yakalayıp göğüs uçlarının avuçlarımın altından yükseldiğini hissediyorum. Onu yoğuruyor, yırtıyor ve vücudu karşısında yıkanıyorum. En sevdiği sabunun koktuğu boynunu öpüyorum, güzel pazılarına ve kelebek dövmesinin uçlarına ısırmak için yan tarafına doğru ilerliyorum.

“Ah, lanet olası,” diye nefesini kesiyor, parmaklarını kalçalarımın arasına sokup külotuma daldırıyor. “Ah, Tanrım, ne kadar ıslaktasın” diye fısıldıyor. “Ah, Debs, sen mükemmelsin.”

Başımı kaldırıp ona doğru bakıyorum. “Ve henüz işin iyi kısmına bile gelmedik.”

O gülümsüyor. “Peki, bu ne olabilir?”

Elinden tutarak onu oturma odasına götürmesine göz kırptıktan sonra, beyaz deri koltuğuma kadar soyunmasını ve oturmasını söylüyorum. Harika görünüyor, deriye yaslanmış bir şekilde, bir kolunu arkaya atmış. Zarif ama kaslı, kavramak, ovalamak ve bastırmak istediğim yüksek, küçük göğüsleri var. Ayrıca omuzuna etrafında uçuşan siyah kelebeklerin yanı sıra sol göğsünden yukarı doğru uzanan bir dizi kelime dövmesi de bulunuyor. Yaklaştıkça kelimeleri netleşene kadar bakıyorum: Olduğumuz Gibi Görüyoruz Her Şeyi.

“Bu ne anlama geliyor?” diye soruyorum, işaret ederek.

“Bu Anais Nin’den alınmış bir alıntı. Biz şeyleri olduğu gibi görmüyoruz, onları olduğumuz gibi görüyoruz.” Şöyle ekliyor: “Bu bir hatırlatma, benim için. Her zaman haklı olduğumu varsaymıyorum.”

“Bunu seviyorum,” diyorum, onun karşısına doğru yükselirken. Gülümseyerek dik oturuyor ve parmağını külotumun kenarında gezdirmeye başlıyor. Ona ne sorduğumu biliyor. Sonuçta, ikimiz de istediklerimiz hakkında sürekli konuştuk.

“Tanrım, evet” diyor. “Hiçbir zaman tam olarak hazır değilim.”

Bu yüzden ayağımı kaldırıp ayakkabımın tabanını önüne dikerek ona doğru itiyorum. “Ah!” diye nefesi kesiliyor, gözleri arzulu bir sevinçle parlıyor. Ve daha önce hiç yaşamadığım kadar yoğun bir hissiyatla bedenime yayılan gücünü ve cinsel isteğimi hissediyorum. Ayakkabımın tabanını karnının altına bastırdığımda, ince topuğumu uylukları arasına soktuğumda, onun heyecanla yakardığını, sonra inlediğini hissediyorum; ve sonunda onu kavrayıp cinsel organı içine bastırıyorum, böylece zihnimde dönen tek şey onun külotunu yırtıp ince topuğumu derinlerine sokmak oluyor.

“Sana tapmama izin verir misin?” diye soruyor.

Bana tapınmak mı? Kızlar bana tapacak mı? Bu güzel kız benden domine etmemi istiyor! Bu yüzden oturma odasının ortasında önümde diz çökmesini, baldırlarımı öpmesini ve parmaklarını burnuna kadar uzanan stiletto ayakkabılarımın üzerinde dolaştırmasını emrediyorum. Kaslı vücuduyla bu genç kadının ayakkabılarıma dokunmasını seyrederken inanılmaz bir heyecan duyuyorum.

Yavaşça aşağıya iniyor, dudakları tenimi azdırıyor.

Dilini kullanmasına izin verdiğimde işler kızışıyor. Çoraplarımın etrafında başlıyor, askıyla dantelli kenarın birleştiği noktayı öpüyor, ardından yavaşça aşağıya iniyor, dudaklarıyla tenimi okşuyor, her santimimi öpüyor, ellerini baldırlarımda gezdiriyor veAyaklarıma yaklaşırken tatlı küçük inlemeler yapıyor. Her dokunuşunu, her öpüşünü, her okşamasını hissedebiliyorum; sanki bana dokunduğu yer orasıymış gibi onları vajinamda hissedebiliyorum. Vulvam da bunu hissediyor çünkü gittikçe ısınıyor, külotumun altında kayganlaşıyor, cinsel ilişkiye ihtiyaç duyuyor. Sonunda, yapışan saten külotundan kalçaları şişerken öne doğru uzanıyor ve deriyi yalayıp ayağımın köprüsünü öpmeden önce burnunun etrafını yalıyor. “Sen harikasın,” diye nefes alıyor, bakışlarını ayaklarıma dikmiş. Bir elini çoraplı bacağımın üzerinde gezdiriyor ve dokunuşu nefesimin kesilmesine neden oluyor. “Seninle ilgili her şey mükemmel.”

Lanet olsun, daha önce bana hiç böyle bir şey denmemişti!

Sonra şehvet dolu gözlerle bana bakıyor. Bu bakışı beni tamamen kontrol eden, benim kölem olan bir bakış. Aniden ona sırtüstü yuvarlanmasını söylüyorum, böylece muhteşem vücudunu görebileyim. Aman Tanrım! Dizlerimin üstüne çöktüğümde boğazını, köprücük kemiğini, mükemmel göğüslerinin dolgunluğunu, buradaki etlerin gerginliğini, meme uçlarının sertliğini okşuyorum. Ve tükürüğümün göğüslerinde, soluk teninde parıldadığını, meme uçlarının pembe uçlarında parıldadığını görünce o kadar tahrik oluyorum ki, vücuduna karşı hareket etmeye başlıyorum, orgazm dolu olurken kalçalarım da kontrolsüzce hareket ediyor. Ah, onu bütün gece inletebilirim! Ah, onun her yerine gelebilirim! Kalçalarını kaldırıp itaati karşılığında sıkıca sıkıştırıyorum, vajinalarımız birbirine sürtünüyor ve zevk dolu bir noktaya ulaşabileceğimi biliyorum.

Ama ona olan saygımı ve hayranlığımı göstermek istiyorum. “Sana hükmediyor muyum Janey?” diyorum.

O da “Elbette öylesiniz Hanımefendi” diyor.

“Bu iyi mi?” Soruyorum.

Gülüyor. “Gayet iyi. Ama eğer bir şey yolunda gitmezse güvenli bir kelime kullanacağım.” Durmak için “kırmızı”yı ve devam etmek için “yeşil”i kabul ediyoruz. Ama bu konuşmadan sonra nereden başlayacağımı gerçekten bilmiyorum. Onu izliyorum. Beni izliyor. Sonra “Ee…” diyorum.

O gülümsüyor. “Çok kötü bir kız oldum. Biraz şaplak atmaya ne dersin?”

“Ah” diyorum. Sonra onun lezzetli poposunu düşünüyorum. “Evet” diyorum, “şaplak atıyorsun. Yaramaz bir kızdın, değil mi?” Bu yüzden ben halının üzerinde diz çökerken onu dört ayak üzerinde bekletiyorum. “Kucağımda sürün,” diyorum ve bunu o kadar yavaş yapıyor ki, gözleri benimkilerle sabitlenmiş, sanki avcı o, ben de avmışım gibi hissediyorum. Ve belki de onu aniden kucağıma çektiğimde ortamın bu kadar tahrik edici olmasının nedeni de budur ve sanki bunu beklemiyormuş gibi nefesi kesilir.

Ve ah, Tanrım, işte onun güzel poposu, dokunuşuma doğru yükseliyor, her bir yanağı o kadar solgun, gergin ve yuvarlak ki, kaba bir arzuyla külotunu sıyırıyorum ve ona tekrar tekrar şaplak atıyorum. Her tokatla daha da şiddetle yanıyorum, özellikle de Janey sızlanıp başını çevirdiğinde ve vahşi bir zevkle baktığında. Ona en az bir düzine kez şaplak attım… ve bazen daha hızlı devam etmem için yalvarıyor; ve bazen onu tatmin etmem için yalvarıyor; ve bazen öyle bir çılgınlık içindeyim ki sanki kendi vücudumu değil, onun vücudunu – onun kıçına değil – kendi külotumun içindeki doruk noktasına tokatlıyormuşum gibi hissediyorum.

Aslında, Janey’nin çıplak teni üzerimdeyken ve ağır göz kapaklarındaki hazzın verdiği acıyla şu anda doruğa çıkabileceğimi gerçekten hissediyorum.

Ama Janey ile bunu kazanmak istiyorum.

Inlememek için dudağımı ısırıyorum.

Daha sonra, Janey kucağıma ata binerek deri sandalyeye oturuyor ve o bir kız öğrenci, ben ise sert bir öğretmenim ve o gözleriyle benimle alay ediyor ve parmaklarını emerek şöyle diyor: “Ben çok kötü bir haberim, Bayan… Benimle ne yapacaksın, hım?” Parmaklarını tükürükle ıslatıncaya kadar ağzından çekiyor, sonra sert pembe meme uçlarına öyle kirli, öyle alaycı bir şekilde dokunuyor ki inlememek için dudağımı ısırıyorum.

Peki bundan sonra ne yapmalıyım? Ben domme gibi mi davranmalıyım? Kaba bir şey söylemem gerekir mi?Gerekiyor, değil mi? Aşağılayıcı bir şey yapmam gerekiyor, değil mi? O kişinin temizleneceğini söylediğim bir konuda cinsiyetinden bahsetmeden başlayarak bunu yapacağımı ifade ediyorum. Sırılsıklam olan saten iç çamaşırında böyle sıcak bir şeyler var ki, oraya erişmek için uzanıp o kaygan deliği bulmak benim için bir kirazdan başka bir şey değil. Sonra, onun kasıklarımı sıktığı ve dokunuşuma karşı kıvrandığı noktada parmaklarımı gevşetsem bile, bileğimi yakaladı ve etrafında ürperdiğini, göz kapaklarının ağırlaştığını ve nefesinin hızlandığını hissettim.

Bilirsiniz, krema gibi kokuyor, ısınıyor, tatlı ve yoğun bir his veriyor – ve kendini kontrol edemiyor gibi titriyor. Mırıldanıyor ve mırıldanıyor, “Kötü kız…” Ve onun çok kaygan olduğunu hissediyor, kıvrılan vücudunu izliyor ve sanki beni tuzağa düşürmek istiyormuş gibi kaslarının beni sıktığını hissediyorum. Bu bende bir şeyler yapıyor – sadece uyarılmaktan öte – beni tahrik ediyor.

Beni hayata geri getiriyor.

77 Kez Okundu, 10 Kasım 2023

]]>
https://sexhikayen.net/harika-anlarimi-hemcinsimle-yasadim/feed/ 0
Seks deneyimleriyle dolu üniversiteli kızın grup deneyimi https://sexhikayen.net/seks-deneyimleriyle-dolu-universiteli-kizin-grup-deneyimi/ https://sexhikayen.net/seks-deneyimleriyle-dolu-universiteli-kizin-grup-deneyimi/#respond Wed, 18 Oct 2023 05:01:00 +0000 https://sexhikayen.net/seks-deneyimleriyle-dolu-universiteli-kizin-grup-deneyimi/ [...]]]> Üniversiteli Kızın İlk Grup Seksi

Merhabalar sevgili elit hikaye severler. Sizlere bugün escort olmamda büyük yol açan ve en güzel seks hikayelerimi sizlere paylaşmak için bu güzel platformu seçtim. Sizlere bugün en beğendiğim bir türlü unutamadığım keyif aldığım bir hikayeyi anlatmak istiyorum. İlk olarak sizlere hemen kendimi anlatmak hakkımda bilgileri aktarmak istiyorum. Ben Escort olarak ismim Aslı 22 yaşında çok genç ve kendine güvenen güzelliği ile oldukça hoş bir insan olarak kendime olan güvenip çok fazla ve eğlenceli halleri seven bir insan olarak bu şekilde bir insan olduğumu söyleyebilirim. Ben bu tarz için de bir insan olarak kendine güvenen bir kadın olarak sizlere de yaşamış olduğum hikayeden söz edip sizlerin de bilip beğeneceğinizi düşündüğüm bir hikayeyi sizlere anlatmak isterim.

İlk olarak bugün sizlere anlatacağım hikaye Üniversite yıllarında başlayan bir hikaye aslına bakacak olursak ben Lise yıllarımdan beri seks hayatına karşı çok ilgili bir kadın olarak normal gidişata göre seks yapmayı çok seven seks konusunda oldukça yüksek kendine güvenen bir kadın olarak birlikte olduğum bir çok insan oldu. Ama tabi iki de bunların hepsinden zevk almadım yani aldım da öyle uçuk bir şeyler değildi ama unutamadığım Ünversite yıllarında öyle bir grup seks yaşadım ki işte o zaman dedim ki bu zamana kadar yaşadığım ilişkilerin hepsini bir tarafa bırak bu çok ayrı bir şey dedim ve o günden beri unutamadım her seks yaptığımda aklımda kalan unutulmaz bir ilişki benim için olmuştu. Bunu sizlerin de beğeneceğinizi düşünerek sizlere de bunu anlatıp bu konuda sizlerin de benim gibi düşüneceğinizi biliyorum.

Ben İstanbul’da doğmuş büyümüş lise yıllarını burada geçirmiş Beşiktaş semtinde oturan gayet güzel bir kadınım. Üniversite için kazandığım Burdur iline yerleştim. İlk başta Burdur denince Türkiye’de öyle bir il olduğunu bile bilmiyordum çok ufak, sanki yol üstü bir yer gibi geldi bana istemeye istemeye gittim. Bu sözümden Burdurlular bana düşman olmasın, sadece dışardan bakışta İstanbul’da yaşayan birisi için bu şekilde geliyor ama içine girdiğinizde alıştığınız zaman çok sıcak ve güzel bir il olduğuna karar verdim. Neyse bu konuda beni anladığınızı düşünerek devam etmek istiyorum. Dediğim gibi çok isteksiz bir şekilde gittim.

Burdur iline, benim istediğim yer aslında Kıbrıs’tı ama çıkınca burası çıktı diye kendi kendime söylenerek geldim. Kendime 1+1 tek yaşayabileceğim bir ev tuttum ama burası gerçekten çok küçük ve bir olay olsa herkesin kulağına gidip kulaktan kulağa duyulması çok kolay olacak. Bunun bilincinde olmaya başladım iyice karamsar oldum, okula bile gitmek istemiyordum. Ben çok açık giyinmeyi seven, dekolte giyinmeyi seven bir kadın olarak bu şekilde dışarı çıkmaya utanıyordum. Ama artık dedim ne olursa olsun bir gün okula gitme kararı aldım, gideceğim mesafe 1 km, bu yolu da yürüyerek gitmek, etrafı görmek, tanışmak istedim. Bundan ötürü çıktım, son derece seksi elbiseler ile dekolte elbisem ile herkesin gözünün bende olduğunu görüyordum, milletin bana bakması çok hoşuma gidiyordu. Millet bana o kadar içten bakıyordu ki, ama ne laf atan ne rahatsız eden, benim istediğim aslında birkaç kişi tanışmaya gelsin, ama yok herkes daha fazla bakmakla yetiniyordu. Okula gittim hayran bakışlar içinde.

Okula gittiğimde ayrı bir hüsran yaşadım, okula gelen erkeklerin hepsi neredeyse bana göre çocuk, zeka seviyeleri gerçekten küçük, bana göre olmayan erkekler topluluğundan oluştuğunu gördüm. Bunu bilerek daha da çok soğudum ama dışarıda çok yakışıklı, olgun, paralı erkekler görmüştüm, bu yüzden okulda daha ilk dersi görür görmez çıktım, gittim. Dışarıyı keşfetmeye başladım, bir tane galeri dükkanı çok ilgimi çekti, aşırı lüks içindeki eşyalar falan, tam böyle İstanbul tarzı bir dükkan yapmıştı, sahibi de sarışın, yakışıklı birisiydi, onu gözüme kestirdim. Hemen girdim içeri, merhaba dedim, kendime bir tane araç bakıyorum, okula gidip gelmek için dedim, ama araba falan alacağım yok yani, amacım çocuk ile sohbet edip kaynaşmak. Çocuk birkaç tane araç gösterdi bana, bende test sürüşü yapmak isterim dedim. Kabul etti, birlikte test sürüşüne, daha doğrusu gezintiye çıktık, sohbeti Isparta’da ve Antalya’da takıldığını söyledi. Bende dedim beni de kurtar o zaman, buradan giderken beni de alırsan sana eşlik edebilirim dedim. Birlikte o şekilde sohbet ederek telefon numaralarımızı aldık, indim arabadan. Çocuk bu akşam için bir planımız olup olmadığını sordu, yok dedim, müsaitim evde yine sıkılacağım dedim. O zaman 8’de hazır ol, seni kurtaracağım dedi. Tamam dedim, hemen eve çıktım, hazırlanmaya başladım.

Merhaba! Bugün size ilk grup seks deneyimimi anlatacağım. Her şey yarım saat içinde hazırlandı ve yakışıklı bir arkadaşımın yanında diğer iki erkek arkadaşı ve okuldaki bir kız vardı. Hızla kaynaştık ve birlikte yola çıktık. Yolculuk esnasında tuvalet ihtiyacı hissettim ve ormanlık bir bölgede durduk. Ancak araçtan uzaklaştığım sırada diğer iki erkek okuldaki kıza yapışmıştı. Ben de hemen arkadaşımın yanına gittim ve öpüşmeye başladık. Birden grup seks yapacağımızı anladım ve heyecanlandım. Şaka gibi, arkadaşın arabasında bir şişme yatak bulunuyormuş ve hemen ormanda onu yerleştirdik. Ardından grup seks deneyimimize başladık. Bu deneyimde zevk dolu anlar yaşadık ve karanlık ortamın da etkisiyle çığlıklar içinde kaybolduk. Bazen kimin beni sıktığını bile hissetmiyordum. Bu deneyimden sonra galerici arkadaşımla harika bir ilişkimiz oldu ve sürekli grup seks yaparak farklı fanteziler denedik. Artık tanınan ve saygı duyulan bir kadın haline gelmiştim.

Size bu hikayeyi anlattığım için teşekkür ederim. Umarım ilginç bulmuşsunuzdur. Sizlere daha fazla hikaye anlatmayı düşünüyorum. Ancak, yorumlara bağlı olarak devam edeceğim. Eğer olumlu yorumlar alırsam, 100’den fazla beğendiğim seks hikayesi paylaşabilirim. Ancak, abuk subuk yorumlar gelirse, bu son olur. Takipte kalın ve güzel hikayeler için beni takip edin!

144 kez okundu, 17 Ekim 2023

]]>
https://sexhikayen.net/seks-deneyimleriyle-dolu-universiteli-kizin-grup-deneyimi/feed/ 0
Komşumun Eşiyle İlişkiye Girdim https://sexhikayen.net/komsumun-esiyle-iliskiye-girdim/ https://sexhikayen.net/komsumun-esiyle-iliskiye-girdim/#respond Wed, 28 Jun 2023 05:02:41 +0000 https://sexhikayen.net/komsumun-esiyle-iliskiye-girdim/ [...]]]> Seks Hikayesi Sevenler İçin Bir Anı

Merhaba, adım Alev. 32 yaşında, sarışın, mavi gözlü, 1.72 boyunda ve 88-60-92 ölçülerinde kapalı bir bayanım. Size 3 ay önce başıma gelen bir olayı paylaşmak istedim. Ben evliyim ve kocamla oldukça mutlu bir hayatımız var. Seks hayatımız da bu zamana kadar oldukça iyiydi. Kocam iri yapılı birisi ve onun dışında kimseyle ilişkim olmadığı için, seks konusunda çok fazla deneyimim yoktu. Bildiklerim sadece kadınlar arasındaki sohbetlerden duyduklarımdan ibaretti.

Bir gece, kocamla yatmaya hazırlanırken, yan dairede yeni taşınan bir ailenin yatak odasından tuhaf sesler gelmeye başladı. Yatak odalarımızın duvarları biraz ince olduğu için sesleri net bir şekilde duyabiliyorduk. Ben kocama “Ne oluyor acaba?” diye sordum. Kocam ise “Uyumamız lazım, bizi delirtme!” diye cevap verdi. Anlam verememiştim, ancak sesler devam ediyordu ve uyuyamıyordum. Sabah olduğunda kocam işe gitmek için hazırlanıyordu ve ben kahvaltı hazırlamak istedim. Ancak kocam, hemen yataktan çıkmadan, “Kahvaltıya gerek yok!” diyerek beni domalttı ve hızlıca ilişkiye girdik. Kendi orgazm olana kadar devam ettik, ancak kocam işi bitirme konusunda hızlıydı. Başka bir şey bilmediğim için mutlu olduğumu düşündüm. Kapalı olduğumdan, bu konular hakkında kimseyle konuşamıyordum.

Kocam işe gittiğinde, yeni taşınan komşuları ziyaret etmeye karar verdim. Yaklaşık olarak saat 11’de yan dairenin kapısını çaldım. Kapıyı sabahlıkla açan komşum Leyla hanıma hoş geldin demek istedim. Leyla hanım “Eğer müsait olursanız, 10 dakika sonra uğrayabilirsiniz” dedi. Ben de “Tamam, sonra görüşürüz” dedikten sonra evime geri döndüm. Sabah kahvaltı için kek ve poğaça yapmıştım ve onları tepsiye koydum. Daha sonra 10 dakika sonra tekrar gidip kapıyı çaldım. Bu sefer kapıyı Levent açtı ve “Girin, ben çıkıyorum” dedi ve gitti. Levent, uzun boylu, esmer, kaslı ve karizmatik bir adamdı. Neyse, içeri girdim ve Leyla ile birlikte oturduk. Çay, kahve içtik, sohbet ettik ve merakımdan dolayı gece duyduğum sesleri sordum.

Leyla, “Çok mu rahatsız oldunuz? Levent’le sevişiyorduk!” dedi. Utanmıştım ve “Özür dilerim, bilmiyordum” dedim. Leyla ise, “Hiç önemli değil, alıştık zaten. Her taşındığımız apartmanda bu durumdan dolayı insanları rahatsız ediyoruz!” dedi. Ben de “Neden?” diye sordum. Leyla, Levent’in fantazi dolu bir adam olduğunu, büyük ve kalın bir penisinin olduğunu, hiç doymadan her gün seks yapmak istediğini ve her seferinde bir saatten fazla süren ilişkiler yaşadıklarını anlattı. Ben şaşkın bir şekilde Leyla’yı dinlerken gözlerim fal taşı gibi açıldı. O gün Leyla ile birkaç saat boyunca seks konusunda sohbet ettik ve eve döndüm.

Akşam olunca, kocam işten geldi ve yatmaya hazırlanıyorduk. Ancak yine yan daireden sesler gelmeye başladı. Seslerden uyuyamıyordum. Zihnime gerçekleşenleri düşünürken, kendi kendimi okşayarak orgazm oldum ama kocama belli etmedim. Kocam sabaha kadar horlayarak uyudu. Ben ise iki kez daha orgazm oldum çünkü Levent, Leyla’yı iki saat boyunca sürekli olarak ilişkiye girerek tatmin etti.

Kocam işe gittikten sonra hazırlandım ve Levent’in evden ayrılışını gözlemlemek için kapının deliğinden bakmaya karar verdim. Levent tam çıkarken ben de çıktım. “Merhaba” diyerek konuşmaya başladık ve asansöre beraber bindik. Apartmandan çıktıktan sonra ben minibüs durağında beklerken Levent arabasıyla yanıma geldi ve “Gideceğiniz yere bırakayım mı?” dedi. Ben, “Teşekkür ederim, gerek yok. Zaten markete gidiyorum” diyerek teklifini geri çevirdim. Aslında Levent’i merak ediyordum ve Leyla’nın yerinde olmak istiyordum. Ama bunu nasıl başaracaktım? Tekrar apartmana döndükten sonra Leyla’nın yanına gittim ve “Ailecek buluşalım” dedim ve onları akşam yemeğine davet ettim. Geldiler. Kocam ve Levent iyi anlaşmaya başlamışlardı. Ev ortamı olduğu için hafif dar bir pantolon, bluz ve başörtüsü giydim. Levent’in dikkatimi çektiğini ve kaçamak bakışlarla süzdüğünü fark ettim.

İki gün sonra tekrar Levent ile aynı anda evden çıktım ve bu sefer minibüs durağında beklemeye başladım. Levent ve Leyla da araba ile durdular. Leyla bana “Gel, seni gideceğin yere kadar bıraksın” dedi. Kabul ettim. Zaten arabanın içinde Leyla da vardı, kimse şüphelenmezdi. Leyla gideceği yere geldi ve arabadan indi. Biraz uzaklaştıktan sonra Levent bana “Öne gel!” dedi ve arabayı durdurdu. Ben öne geçtim. Levent, hoş sohbet bir adamdı ve kadınları nasıl memnun edeceğini iyi biliyordu. Sohbet ve gülüşmeler…Derken, Levent samimiyeti artırmaya başladı ve vites değiştirirken çaktırmadan ellerini bacaklarıma değdirmeye falan başladı. Ve ben de işin farkındaydım. Yüzüm Levent’e doğru dönüktü ve sırtımı kapıya yaslamıştım, bacağımı da vitese yaklaştırmıştım, konuşarak gidiyorduk…Levent bacağıma dokundukça, ben de bacaklarımı aralıyor ve istediğimi belli ediyordum. Levent birden, “Birşeyler içmek ister misin?” dedi. Ben dona kaldım, teklifine şaşırdım, “İşinden kalmayasın?” dedim. “Yok önemli değil, istersen birşeyler içer, biraz eğleniriz!” dedi. Ben de, “Olur!” dedim. 5 yıldızlı bir otele gittik. Resepsiyondakiler ve hemen hemen otelde çalışan herkes tanıyordu Levent’i. Herkes, “Hoşgeldiniz Levent bey!” diye hitap ediyordu. Aklıma hemen otele karı kız getirdiği fikri geldi ve dayanamadım, “Oldukça popülersin burada, çok bayan getirdin otele galiba?” dedim. “Yok ya, toplantılarımı hep burada yaparım ben!” dedi.Neyse en üst kata teras bara çıktık ve deniz manzarası eşliğinde birşeyler içmeye başladık. Levent Viski, ben de sıcak çukulata içiyordum. Yan yana oturuyorduk ve samimiyetimiz biraz daha artmıştı. konuşurken elini omzuma attı ve bir eli de bacağımdaydı. Çok heyecanlıydım. Bana, “İstersen daha rahat bir yere geçelim?” dedi. “Olur!” deyiverdim. Ama kalbim yerinden çıkacaktı. Zaten o otelde her zaman kullandığı bir odası varmış, o odaya geçtik. Daha içeri girer girmez belimden tutup kendine çekti ve yapıştı dudaklarıma. Kendimi salıverdim. Çok güzel öpüşüyordu. Boynuma öpücükler kondurarak kulak memelerimi yalamaya başladı. Bir yandan da beni soyuyor, iltifatlar ediyordu. Kocam hiç konuşmaz, işini bitirir uyurdu. Levent beni nazikçe soydu ve üzerimde sadece siyah dantelli iç çamaşırmımla kaldım. Heyecandan küloduma işeyecektim, Levent’ten lavaboya gitmek için müsade istedim. O da gayet doğal karşıladı ve “Ben de bu arada Laptoptan E-Maillerime bir bakayım, işlerimle ilgili önemli bir mail bekliyorum!” dedi. Ben banyoya WC’ye girdim, işeyip geldim.Banyodan çıktığımda Levent masadaki Laptopunun başından kalktı ve “Offff, harikasın bebeğim, seni bu gün çok mutlu edeceğim!” diyerek yanıma geldi, saçlarımı da açtı ve beni yatağa yatırdı. Başladı beni yalamaya. Sütyenimi çözdü ve memelerimi ellerine aldı. Memelerimi biraz sıkı fakat nazikçe okşuyordu. Müthiş zevk alıyordum. Uçlarını emmeye başladı, sivrilmişlerdi. Amımın sulanmaya başladığını hissediyordum. Daha külodumu çıkarmadan amımı yalamaya başlamıştı. Amımdan akan sulara hakim olamıyordum. Külodumu yavaşça çıkardı ve amımı deliler gibi yalamaya başladı. Olamazdı böyle bir zevk! Hayatımda kocamdan başka ilk defa başka biriyle sevişiyordum ve adam amımı yalıyordu. Amımın ilk yalanışıydı bu ve daha amımı yalarken iki defa orgazm olmuştum…Levent soyundu. Sikini gördüğümde büyüklüğünden korkmuştum. Leyla anlatırken abartıyor sanmıyordum, ama harbi büyük ve kalındı. “Yapamam! Alamam bunu içime!” dedim. “Korkma canım, Leyla da gerdek gecesinde ilk gördüğünde alamam demişti, ama şimdi köküne kadar alıyor! Bak gör sen de alırsın!” dedi. Kocamın sikinin yanında canavar gibi duruyordu. Elimi tuttu sikinden kavrattırdı ve “Ağzına al!” dedi. “Olmaz, ben hiç yapmadım, midem bulanır!” dedim. “Kocan hiç mi birşey öğretmedi sana?” dedi. Ben, “Yok!” deyince, Levent kalktı ve TV’yi açtı. P*rno kanallarını gezerek, kanalın birini seçti. Filimde kadın adamın sikini emiyordu. Beraber izledik ve ben de kadının yaptıklarını yapmaya başladım. Sonra pozisyon değiştirdik, (Pozisyonun adını sonradan öğrendim!) 69 pozisyonuna geçmiştik! Ben Leventin sikini emerken, Levent de benim amımı yalıyordu.Sonra beni kucaklayıp pencerenin önüne götürdü ve denize karşı pencereye domaltıp, sikini arkadan amıma geçirdi. O koca sikinin hepsini bir seferde köklemişti. Ben tabii bastım çığlığı, canım çok yanıyordu. Ama köşeye sıkıştırmıştı beni, kımıldayamıyordum bile ve deliler gibi amımı sikmeye başladı. Ben iki defa daha orgazm oldum, ama Levent halen kökleye kökleye sikiyordu. Sonra beni kendine dönderip kucağına aldı ve sikini amıma geçirip kucağında zıplatmaya başladı. Ayaklarım yere değmiyordu, gerçekten çok kuvvetliydi. Ben boynuna sarılmış, çığlıklar içinde orgazm üstüne orgazm olmaya devam ederken, Levent alttan pompalıyordu. yarım saat kadar sikti beni ve bir volkan gibi patladı içime. Siki amımı hava girmeyecek kadar doldurmasına rağmen, amımdan dölleri dışarı taşıyor, göt deliğime süzülerek yere damlıyordu…Yatağa oturup birer sigara içtik,Soluklandık. Sonra, Levent tekrar beni yalamaya başladı. Bitmiştim ve vajinam acıyordu. Ne kadar hızlı bir şekilde penisinin tekrar sertleştiğini anlamadım bile. Beni yatakta dört ayak pozisyonda domalttı ve arkadan içime girmeye başladı. Beni o kadar güzel beceriyordu ki, hiç bitmesini istemiyordum çünkü yaşamımda ilk kez ardı ardına orgazm oluyordum. Levent ise boşalmaktan hiç anlamıyordu. Kalçalarımı tokatlıyor, saçımdan çekiyor ve her soktuğunda daha da derine giriyordu. Eğer odanın dışarıdan dinlense, birkaç kişi tarafından sert bir şekilde beceriliyormuşum gibi görünebilirdim, ama bunu sadece Levent yapıyordu. Levent bacaklarımı omuzlarına alırken, bir eliyle göğüslerimi sıkıyordu ve diğer eliyle klitorisimi okşuyordu. Aynı anda içime gidip geliyordu. Elleriyle, ağzıyla, dilini ve penisini kullanarak beni her noktadan uyarıyordu. Sanki tek bir kişi değil de birkaç kişi tarafından tatmin ediliyormuş gibi, her yerimden zevk alıyordum.

O gün Levent dört kez boşaldı. Ben ise kaç defa orgazm olduğumu hatırlamıyorum. Duşumuzu aldıktan sonra Levent beni eve bıraktı ve işine geri döndü. Kocamın eve gelene kadar uyudum.

Ertesi gün öğlen, Leyla beni ziyarete geldi. Kısa bir sohbetten sonra, Leyla gülerek, “Dün Levent nasıldı?” dedi ve utançtan kızardım. İnkar etsem de, Leyla zaten olayı biliyormuş. Levent o gün otelde olanları laptopun kamerasıyla kaydetmiş ve akşam Leyla ile birlikte izlemişler! Leyla yüzümde pis bir sırıtışla zafer kazanmış gibiydi. Şaşırmış halimle “Bana kızmadın mı?” diye sordum. Aldığım cevap karşısında daha da şaşırdım, “Kızmadım canım, seninle tanıştığımız ilk günden beri Levent’le birlikte fantaziler kuruyorduk!” dedi ve dizime elini koyarak hafifçe okşamaya başladı…

O günden sonra Leyla, Levent ve ben her fırsatta aynı yatakta birlikte oluyoruz. Hatta artık Leyla ile kadınlar arasında da ilişki yaşıyorum. Saf kocam ise hiçbir şeyden habersiz!

]]>
https://sexhikayen.net/komsumun-esiyle-iliskiye-girdim/feed/ 0
Kızın ayakları efsaneydi https://sexhikayen.net/kizin-ayaklari-efsaneydi/ https://sexhikayen.net/kizin-ayaklari-efsaneydi/#respond Wed, 31 May 2023 05:00:05 +0000 https://sexhikayen.net/kizin-ayaklari-efsaneydi/ [...]]]> Yalnız bir çocuk sayılırdım,pek arkadaşım yoktu ve 18 yaşıma gelmeme
rağmen henüz bir sevgilim olmamıştı. Yalnız geçen yıllarım boyunca
öğrendiğim bir şey varsa o da yalnızlığın insanın hayal gücünü
kuvvetlenmeye,çalışmaya zorladığıydı. Sıkıntımı gidermek için pek çok
ilginç fikir üretmiştim. Tabii fikirlerde bir süre sonra yetmemeye
başladı bende hayal gücümü kullanarak fantezilerimi genişlettim. Daha
önce bilmediğim yönlerimi keşfettim…Bunlar arasında en önemlisi kadın
ayaklarına olan ilgimi keşfetmemdir ki zaten bu sayfalarda bu konuyla
ilgili yaşadığım olaylar yer almaktadır. Gittiğimiz otel Alanya-Manavgat
yolu üzerinde bir yerdi. Otelde bizden başka bir tane Türk aile vardı
ve gerisi yabancıydı. Gerçekten muhteşem bir görünümü vardı ve yenilik
kokuyordu. Daha sonradan öğrendim ki otelin ilk sezonuymuş. Odama
yerleştim.(Ailem hiç olmazsa onlardan ayrı bir odada yatmama göz
yummuştu.) Manzarası güzeldi. Camdan denizi ve havuzu gayet rahat
görebiliyordum. Vakit kaybetmeden havuza doğru yollandım. İki gün
geçtiğinde sıkıntıdan patlamak üzereydim,içimden sürekli beni buraya
getirdikleri ve yalnızca sıkılmamı sağladıkları için aileme sövüyordum.
Yalnızdım çünkü utangaç olmam,kızlara ya da diğer insanlara yanaşamamam
yetmiyormuş gibi çevremdekilerin neredeyse tamamı yabancıydı. Biraz
İngilizcem vardı hatta iyi konuşuyor sayılırdım ama konuşacak cesareti
kendimde bulamıyordum. İki günümüde havuz kenarında ve denizin
açıklarında geçirmiştim. Havuz kenarına iniyordum çünkü kendimi bir ayak
cennetinde hissediyordum. Nereye baksam birbirinden güzel kadın
ayaklarıyla karşılaşıyordum,güneş gözlüğümün ardından her ayağı
inceliyor hepsiyle teker teker fanteziler kuruyordum. Yabancıların bu
tür konularda daha esnek olduğunu düşündüğümden biraz umutlanıyordum.
Belki durumumu farkeden bir Polonyalı yada Avusturyalı o güzel iki ayağı
bana ikram edebilir diye düşünüyordum ama bu umutlarım düşündükçe
sönüyor fanteziden öteye gidemiyordu. Denizde açılmayı çok
severim,açıklardayken kendimi kıyıda yüzen insanlardan üstün görürüm.
Ayrıca kıyıdaki kafalar birer benek olunca da yalnızlıktan korkar ne
kadar kuvvetim varsa kullanarak kıyıya doğru bir depar atarım. İşte
oteldeki ilk iki günümde havuzdan ayrıldığım zamanlarda yaptığım tek şey
de buydu. Açıl…. sonra geri gel…. tekrar,tekrar….
İkinci günün akşamı aileme minnet borçluydum. Akşam yemeğini ayrı
yiyordum ve yalnızlığıma küfürler yağdırıyordum. Bir ara masamdan
kalktım ve bira almak amacıyla fıçıların oraya giderken bizimkilerin
yanına uğramaya karar verdim. Onlar yemeklerini kapalı kısımda
yiyorlardı,içeri girdim ve ŞOK!!!! Bizimkilerin yanında fazladan dört
kişi daha vardı. İki masayı birleştirmiş, çevresine dizilmiş ve koyu bir
muhabbete dalmışlardı. Baba olduğunu tahmin ettiğim kişi 50li yaşlarda
görünüyordu ve karısının da ondan farkı yoktu. Babamın karşısında genç
görünümlü iki kız oturmaktaydı,bir an umutlansam da benden büyük
olduklarını anlayınca hevesim kursağımda kaldı. Bir kez daha
yıkıldım,yalnızlığıma söverken iki tane muhteşem kızla tanışma fırsatı
doğuyordu ama kendilerinden küçüklerle uğraşmayacakları kesindi. Masaya
yaklaştım,gözler bana döndü, utancımdan yerin dibine girecektim. Keşke
şu anda denizin dibinde yalnız olsam diye geçirdim içimden. Masadakilere
merhaba dedim. Hepsiyle tokalaştım,umudum söndüğü için masadan
uzaklaşmaya niyetliydim ama babam bakışlarıyla oturmamı emretti,emir
demiri kesiyordu. Oturdum.Yaşlı amcanın adı Kaandı.Kaan amca, eşi Serap
Hanım,kızları Banu ve Özlem beni süzdüler. (Dış görünüşüm çok hoştur ve
kibar bir insanımdır.) İlk izlenimler iyi olmalıydı ki yüzler
gülümsemeye başladı, arkasından da soru yağmuru…. İki saate yakın bir
süredir masadaydık.Bu yeni aileyle pek samimi olmuştuk.Ankarada
yaşadıklarını öğrenince bizimkiler iyice keyiflendi çünkü bizde
Ankaradaydık.Sohbet boyunca birçok kere söze karıştım,onlarla güldüm ve
yalnızlığımı unuttum. Banu 26 yaşında çok güzel bir kızdı.Ankara
Üniversitesini bitirmiş, iş arıyordu. Uzun,dalgalı,kumral saçları ve
şahane fiziğiyle beni nefessiz bırakıyordu.Özleminde ondan aşağı kalır
yanı yoktu.Ablasından sadece iki yaş küçüktü ama fiziği onunla
yarışıyordu,kızıl saçları mavi lensleriyle kimbilir ne canlar
yakıyordu.Bilkent Üniversitesi mezunuydu ve staj yapıyordu. İkisinede
aşık olmuştum.Ama maalesef onlara abla diye hitap etmek zorunda
hissediyordum kendimi.
Yemeğimi kendi masamda bırakıp gelmiştim ve haliyle hala
açtım.Masadakilere durumu izah ettim ve açık büfeye doğru yollandım.Banu
Ablada benimle kalktı ve tatlı masasına yöneldi.Beni pek sevmişe
benziyordu.İkide birde takılıyor,şakalar yapıyordu. Yemekleri alınca
ondan tarafa yöneldim.Gülümsedi,tatlılar hakkında yorumlar yaptık,bolca
güldük.Masaya dönmeye hazırlanıyordu ki Banu Ablanın tabağındaki yaş
pastalardan biri yere düştü.Bir kısmı ayağının üzerine dökülmüştü. O ana
kadar nasıl dikkat etmediğime şaşırıyordum.İnanılmaz güzel ayakları
vardı.Hayatımda gördüğüm en güzel ayaklara sahipti,çok seksi bir çift
siyah terlik güzelliklerini pekiştiriyordu. O ayakların üzerindeki
pastayı yalaya yalaya yemek ne güzel olur diye düşündüm.Biraz fazla
düşünmüş,dalmış olmalıyım ki Banu Abla beni dürtmek zorunda kaldı.Hemen
başımı kaldırdım. “Yiğitçim şu tabakları tutar mısın?” diye sordu.İsteği
yerine getirim.Masadan bir peçete aldı ve özenle ayağını temizledi.Bana
işi biraz uzatıyormuş gibi geldi.Acaba az önceki dalgın anımda
düşündüğüm şeyleri anlamış mıydı?Yok canım nereden anlayacaktı…..
Güzelce temizledikten sonra ayağa kalktı,peçeteyi masanın kenarına koydu
ve elimden tabakları aldı. “Teşekkür ederim,zahmet oldu sana.”
dedi.Bende önemli olmadığı yolunda birşeyler geveledim.Hem heyecandan
hem de çekingenliğimi hala üzerimden atamamış olmamdan dolayı sesim
çıkmıyordu. Arkasına döndü ve masaya yollandı.Bende kendime tatlı almaya
başladım,peçete gözüme takıldı.Heyecandan benimki
kalkmıştı.Etraftakilere çaktırmadan peçeteyi elime aldım,ağzımı
siliyormuş gibi yaparak üzerindeki pasta parçacıklarını yaladım.O
parçacıkların az önce Banu Ablanın ayağından,parmaklarından geldiğini
düşününce zevkten boğulacak gibi oldum.Hayatımda ilk kez bir kadın
ayağının tadına,dolaylı yoldan da olsa bakmış oluyordum….
Masaya döndüğümde kendimi toparlamıştım.Bütün bu olanların yalnızca üç
yada dört dakika sürdüğüne inanamıyordum,bana saatler gibi gelmişti.Banu
Abla ve Özlem Ablayla muhabbete daldım,benimkilerde yeni tanıştıkları
arkadaşlarıyla muhabbet ediyorlardı. Oteldeki milli bütünlük
sağlanmıştı.İki Türk aile idik ve arkadaş olmuştuk,artık yalnız
değildim.Banu ve Özlem Ablalarım beni sevmişlerdi.Tabiki kardeş olarak
ama olsun genede yalnızlıktan kurtulmamı sağlamışlardı.Keyfim
yerindeydi….. Saatler ilerleyince büyükler esnemeye başladılar,çok
geçmeden Kaan amca ve Serap teyze izin istediler,bizimklerde onları
bekliyormuş Beraber kalktılar,odalarına yollandılar. Üçümüz
kalmıştık.Saat gece biri geçiyordu. Yemekler yenmiş,masalar
boşaltılmış,havuz kenarındaki masalar tekrar düzenlenmişti.Gecenin bu en
keyifli dakikalarını seven turistlerin bir kısmı hala oturuyorlardı.Bir
süre daha muhabbet ettik.Mutluydum ama hala kendime kızıyordum. Gene
çekingenliğim tutmuştu,bir laf etmek için beş dakika uğraşıyordum.O
sırada Özlemden sahile yürümek gibi bir teklif geldi. (artık abla diye
yazmayacağım çünkü zor oluyor) Yavaş yavaş sahile doğru inmeye
başladık.Karanlık çok güzeldi.Ağustos böcekleri ötüyor, uzaklardan
kurbağa sesleri geliyordu.Ay denize yansıyor,dan seden yakamozlar
oluşturuyordu. Karanlıkla nice yalnız geceler paylaşmıştım ama ilk defa
gözüme bu kadar güzel göründü. “Pşşt” sesiyle irkildim.Gecenin
güzelliğine kendimi kaptırmış olmalıyım ki hızlanmış ve onları biraz
gerimde bırakmışım. Kızardım ve bunu gizleyen karanlığa teşekkür
ettim.Gülümseyerek onlara yaklaştım. Durumu açıkladım.Ve geceden
konuşmaya başladık.Sahilde yaklaşık yarım saat bir aşağı bir yukarı
yürüdük ve kendimizi şezlonglara attık.Gerçekten çok iyi
insanlardı.Çekingenliğimi fark etmişler,fazla üstüme gelmeden ondan
kurtulmamı sağlamışlardı.Üçümüzde şezlonglarımıza uzandık ve sessizliği
dinlemeye koyulduk. Tekrar konuşmaya başladığımızda konu yemeklere
geldi.Hepimiz otelin yemeklerini beğenmiştik. (Hele ben o yaş pastaya
bayılmıştım) Laf açık büfedeki olaya geldi, Banu olayı Özleme
anlattı.Anlatırken muzip muzip gülümsedi,göz kırptı. Yattığım şezlong
rahat değildi ama ben neredeyse onun üzerinde uyuyacaktım.”Odalara
dağılalım mı?” diye sordum ve “Daha erken” cevabını aldım.Çok uykum
vardı saat bayağı ilerlemişti.”Benim çok uykum geldi,o zaman ben
gideyim” desemde fayda etmedi. Oyun bozanlıkla suçlandım. “Hiç olmazsa
burada yat,biz giderken seni kaldırırız” dedi Özlem.”Tamam ben yatıyorum
o zaman” dedim ve kalktım.
Deniz kenarına indim ve oraya uzandım.Sular arasında yatmak çok
güzeldi.Ritmik aralılarla dalga geliyor göğsüme kadar çıkıyor ve
çekiliyordu.Koyun sayarmış gibi dalgaları sayarken uyumuşum. Aradan ne
kadar geçti bilmiyorum ama birileri bana sesleniyordu.Zorlukla gözlerimi
açtım,Banu ve Özlem tepemde dikilmiş beni uyandırmak için
sesleniyorlardı.Uykunun öyle güzel yerinde uyanmıştım ki gözlerimi
açamıyordum.Banu “Hadi Yiğiiit” diyerek ayağıyla omzuma bastırdı,birden
bütün sinirlerim bir hoş oldu.O muhteşem ayaklar omzuma
bastırıyordu.Rüya gördüğüme emindim. Özlemde “Hadi Yiğiit gidiyoruz
kaaaalllkk” diye katılınca rüyada olmadığımı anladım. Dalgalar hala
ritmik bir şekilde gidip geliyordu.Uykumun açılması için sulara doğru
yuvarlanmaya başladım. Gelen ilk dalga uykumu aldı,ikincisi iyice
açılmamı sağladı ve üçüncüsü boğazıma kaçtığı için öksürmeme neden
oldu.Artık uyanmıştım.Ben dalgalarla uğraşırken onlarda arkamdan suya
girmişlerdi.Su bileklerinin biraz üstüne geliyordu.Kalkmaya
hazırlandım,dört ayak üstüne kalktığım sırada Özlem ayağıyla beni sulara
doğru ittirdi. “Uyanmadın oğlum biraz daha kal suda” dedi,gülüşüp
duruyorlardı. Tekrar öksürmeye başladım,sırt üstü devrilmiştim suya o
sırada üzerimden bir dalga geçti,gözlerim haşlandı tuzlu sudan.Tekrar
kalkmaya çalıştım ama Özlem tekrar ittirdi ayağıyla ve bu sefer ben
devrilince üzerime çıktı.Gülüp duruyordu.Dalgalar yüzünden
mahvolmuştum,Özlem üzerimde olduğu için kalkamıyordum,üzerimde onun
ağırlığı varken öksürmek çok zordu ve beni harap düşürmüştü.Artık her
dalga ağzıma burnuma giriyordu.Tekrar öksürmeye başladım,Özlemde fazla
ileri gitmeden üzerimden indi.Her ikiside gülmekten ölüyorlardı.
Gülerken bir yandan da “Uykucular işte böyle uyandırılır” diye laf
atıyorlardı bana.Güç bela ayağa kalktım,kıyıya çıktım ve kumlara
uzandım.
Gece çok soğuk geldi birden.Üşüdüm..son bir kez öksürdüm.Onlarda yanıma
uzandılar.Eşek şakalarını nasıl bulduğumu sordular.Ne cevap vereceğimi
bilemiyordum.Özlemin çıplak ayaklarıyla beni ezmesinin beni heyecandan
geberttiğini mi yoksa tuzlu dalgalar arasında boğulmak üzere olduğumu mu
söylemeliydim.İkinci şıkkı seçtim ve biraz sert bir sesle “Beni
neredeyse öldürüyordunuz” dedim.Gelen cevap beni tekrar şoka sürükledi.
“Ne yani benim üstüne çıkmamdan hoşlanmadın mı?” diye sordu Özlem. Ne
diyeceğimi düşünürken fazla vakit geçirmiş olmalıyım ki devam etti.
“Banu yemek alırken olanları bana daha ayrıntılı anllattı.Banunun
ayaklarındaki pastaya bakarken ağzının suyu akmış.” dedi.Gülüyordu.
“Hatta o sularıda Banunun kullandığı peçeteyle silmişsin. dedi. Tam
anlamıyla bozuldum.Demek ben o peçeteyi yalarken beni görmüş ve durumu
kavramıştı. Gülümsüyorlardı. “Bu söylediklerin seni haklı çıkarmaz” diye
itiraz ettim. “Sadece bu kadar değil” diye Banu devam etti bu sefer. “O
andan sonra hep seni kolladım, kaçamak bakışlar atıyordun
ayaklarıma,hatta sadece benimkilere değil,Özleminkilere de. Hem madem
etkilemiyor seni ayaklar,neden şu anda kazık gibi kalkmış seninki ?”
Bütün savunmalarım çürütülmüştü.İtiraz etmeyi kesmek zorunda kaldım.Göz
göre göre yalan söylersem daha kötü olurdu. Şimdi alay etmelerini
bekliyordum.Onlar anlamazlardı ayak sevmekten.Kesinlikle dalga geçilecek
birşey olarak göreceklerdi. Cevap vermedim,bu söylenenleri kabul
ettiğim anlamına geliyordu. Utancımdan ağlamak üzereydim. “Utanacak ne
var?” diye sordu Banu. “Sen nasıl ayak seversen bazı kadınlarda ayak
sevdirmeyi severler.Utanılacak birşey yok.” Özlem ” Zaten biz bu ufak
şakayı seni konuşturmak için yaptık.Başarılı da olduk sanırım”
dedi.Güldü… “Hadi gidelim” dediler aynı anda. Ben hala konuşamıyordum
utançtan. Kalktım,duşa doğru gittim,üzerimdeki kumları
temizledim,şezlongların ordan t-shirtümü aldım ve otel yoluna
yöneldim.Beni bekliyorlardı. Başımı eğdim,inanılmaz derecede
utanıyordum..Özlem “Hadi be Yiğiiit!! Amma utangaçsın yaaa.İyi ki o olay
oldu yemek alırken,bahaneyle ayak sevdiğimde ortaya çıktı diye
sevineceğine ağlıyorsun neredeyse.” diye çıkıştı. “Sana ceza,yarın sana
yapacağımız mini sınavı geçemezsen bu güzel ayaklarımızdan mahrum
olursun.Hatta tüm garsonlara komilere falan anlatırız” dedi.”Yarını
sabırsızlıkla bekle,çok güzel olacak” dedi. Banu “Hem sınavı geçmeni çok
istiyoruz,bu bizim ilk ayak sevdirme deneyimimiz olacak.Daha önce
internette rastlamıştık bu olaya ama ta ki sen bize bu fırsatı yaratana
kadar önemsememiştik.Sen uyurken Özleme olayı anllattım,seninle denemeye
karar verdik ama sen bozuluyorsun bu duruma.O nedenle Özlemin seçeceği
cezayı yerine getirmen gerekecek önce.” dedi. Çok kesin
konuşmuşlardı,istediklerini yapmaya mecburdum artık,oteldeki her
garsonun,kominin bana bakıp bakıp gülmesine dayanamazdım.Ne isterlerse
yapmak zorundaydım. Aslında hayallerim gerçek olmuştu.Bir tane ayak diye
yalvarırken dört tane ayağı birden sevebilecektim.Sevinmem gerekiyordu
ama kahrolası utangaçlığım engelliyordu beni.
Bu arada otele vardık,binaya girdik.Kızların keyfi
yerindeydi,istediklerini yapacak birisini bulmuşlardı,belki ilk kez
deneyeceklerdi ama olsun genede artık onların ayak kölesiydim. Asansöre
yöneldik.Benim odam 4. kattaydı,kızlar 3. katta kalıyorlardı. Asansöre
binerken Özlem “Bir deneme yapalım bakalım” diye mırıldandı. Banu
gülümsedi,ben heyecanlandım.Gene kıpkırmızı oldum ama bu sefer
heyecandan.Asansör 6 kişilikti.Daha ikinci kata gelmeden Özlem STOP
düğmesine bastı. “Hadi bakalım. Birer iyi geceler öpücüğü ver.”
dedi.Ayağını öne doğru uzattı.Tereddüt ettim, zorladı. Ayakları muhteşem
görünüyordu.Banunun ayakları gördüğüm en güzel ayaklardı ama bunlar
daha bile güzeldi. Kaçamak bakışlarla göremediğim pek çok ince
ayrıntıyı,kıvrımı iki karış mesafeden görebiliyorum.Dört ayak üstünden o
güzelim ayakları izliyordum,Özlem “Hadiiii çok heyecanlıyım” diye
mırıldandı.Banu o muhteşem ayaklarıyla enseme bastırdı.Mecbur
yumulacaktım. Benim ufaklık dimdik olmuştu. hemen Özlemin terliğini
çıkardım,başparmağına bir öpücük kondurdum. Başımı kaldırmaya
niyetlendim ama Banu enseme daha çok bastı,kalkmama izin vermiyordu.
“Daha güzel öp!Parmaklarımı em,ayak altımı yala” diye mırıldandı Özlem.
Heyecandan boşalmak üzereydi heralde.İlk kez olduğunu söylüyorlardı ama
usta gibi hareket ediyordu.Heralde internette öğrenmişti bunları.
Ensemdeki baskı arttı.Bende Özlemin sol ayağını elime aldım,teker teker
parmaklarını yalamaya başladım.Zevkten ölüyordum.Hayallerim gerçek
olmuştu.Birer lolipop gibi yaladım,onlarca kez emdim her
parmağını.Parmak aralarını yaladım,kokladım o muhteşem kokuyu içime
çektim.Sırt üstü kıvrıldım ufacık kabinde.Özlem ayağını yüzüme
koydu.Tabanlarını yaladım,kalbim duracaktı,boşalmak üzereydim.O mis gibi
kokan dehşet verici güzellikteki bakımlı,yumuşacık ayakları yaladım
yuttum.Banu üzerime çıktı birden.Nefesim kesildi.Terliklerini kabinin
köşesine fırlattı ve bir ayağını ağzıma soktu,ağzım yırtılmak
üzereydi,parmaklarını boğazımda hissediyordum.Daha fazla dayanamadım ve
boşaldım.Hayatımda ilk defa bu kadar çok boşalıyordum.Boşaldığımı gören
Banu üzerimden indi.Terliklerini giydi,Özlemde aynı işi yaptı.Ben
kalkarken tekrar enseme bastırdı.” Özleme teşekkür etmeyecek misin? Sana
hayatının en güzel anlarını yaşattı.Şimdi eğil ve teşekkür
et,ayaklarına kapan ve defalarca öp,ta ki Özlem tamam diyene kadar.”
dedi. Eğildim ve teşekkür etmeye başladım.Bir iki dakika sonra Özlem
kalkmamı söyledi,asansörü tekrar hareket ettirdik,herşey on dakikada
olmuştu ve gecenin bu saatinde kimse olmadığı için asansörde bu zevki
yaşayabilmiştik.Alan memnundu veren memnundu.Asansörden indik.
Gülümsediler,teşekkür ettiler.Onlara “İyi geceler” derken ertesi gün
birşey yapmayacaklarını tahmin ediyordum ama yanılmışım.Üçüncü katta
asansörden inmiştik,odalarına girene kadar arkalarından
baktım,ailelerinden ayrı kalıyorlardı.Bende bir koşu odama
çıktım.Banyoya daldım ve sevinçten ağladım.Hayallerim gerçek
olmuştu.İmkansız gerçek olmuştu ve bende çok mutluydum. Yaşadıklarımı
saniye saniye gözümün önüne getirerek iki kere daha masturbasyon yaptım
ve güneşin ışıkları kendilerini belli etmeye başlarken yatağıma girip
uykuya daldım.
Ertesi gün öğlen üç civarında uyandım.Akşam yaşadıklarım bana rüya gibi
geliyordu. Yaşadıkarımın gerçek olduğunu ispatlayan tek şey çenemdeki
ağrı ve dilimdeki mayhoş tattı. Duş aldım ve balkona çıktım,babamla
annem plaja inmişlerdi,bir süre onları izledim.Başımı havuza doğru
çevirince kızları gördüm.Onları izlemeye başladım.Gerçekten çok
güzellerdi.Onların ayaklarına sahip olabildiğim için çok mutluydum.
Özlem bir ara başını kaldırdı ve beni gördü,el salladı,inmemi işaret
etti. Başımla tamam işareti yaptım ve mayomu giyip aşağı
yollandım.Yanlarına giderken utangaçlığımın tekrar ortaya çıkmaya
çalıştığını farkettim,öz benliğimle savaştım ve kazandım, gülümseyerek
yanaştım.Havadan sudan konuştuk,dün geceki konuyu hiç açmıyorlardı.Biraz
havuza girdik, yüzerken acıktığımı hissettim. Ne de olsa sabah
kahvaltıya inememiştim ve saat 4e yaklaştığı halde hala açtım. “Ben
birşeyler atıştıracağım” dedim. Havuzdan çıktım,kurulandım.Banu arkamdan
“Yiğit biraz bekler misin?” diye seslendi.Arkamı döndüm,o enfes vücudun
sular damlatarak havuzdan çıkışını ve bana yaklaşmasını izledim. “Özlem
senin cezanı vermek istiyor.” dedi. Bir an anlayamadım ama sonra gece
yaşanan diyalog aklıma geldi.Demek gerçekten beni köle yapmaya
niyetliydiler.Eh açıkçası bende razıydım ama önce verilen cezayı yapmam
gerekiyordu. “Çok açım,gelince cezamı çekerim” dedim. “Olmaz,Özlem şimdi
istiyor.Git onunla konuş” dedi.Tekrar havuzun kenarna yaklaştım.Özlem
kenara doğru yüzdü. “Suya atla hadi” dedi. “Yemek yiyeyim gelirim,inan
ki çok açım.”dedim. “Suya gir yoksa on beş dakika içinde otelin bütün
personeli senin hakkında konuşmaya başlar.” deyince mecburen suya
atlamak zorunda kaldım. İyice yaklaştı bana,kulağıma eğildi. “Şimdi
üçümüz kıyıya ineceğiz ve deniz bisikleti kiralayacağız,iyice açılınca
sen suya ineceksin.Kıyıdakiler senin yüzdüğünü sanacaklar ama
yanılacaklar.Banu bisikleti sürerken ben ayağımın birisini suya
sallandıracağım ve sende alabildiğin kadarını ağzına alacaksın.Kıyıya
paralel olarak hareket edeceğiz,yandaki otelin hizasına gidip gelene
kadar bu devam edecek.Yani sen ağzında benim ayağım olduğu halde deniz
bisikletiyle beraber yüzeceksin.Eğer başaramazsan dün gece yaşanan her
şeyi tüm otel personeli duyar ve rezil olursun,aynı zamanda bizlerin bu
muhteşem ayaklarımızdan mahrum kalırsın. Eğer başarırsan hem cezanı
çekmiş olursun hem de bu güzel ayakları hak ettiğini ispatlarsın. Nasıl
ama???” diye açıklamada bulundu.Ağzım açık dinlemiştim. Düştüğüm
durumdan nasıl kurtulacağımı bilmiyordum,o ayakları istiyordum ve otele
rezil olmak istemiyorsam bu söylenenleri başarmalıydım. “Tamam” dedim.
Kendimi hem mutlu hem de hüzünlü hissediyordum. Banunun durumu önceden
bildiği belliydi.Belli ki ben yanlarında yokkken düşünmüşler bana bu
cezayı uygun görmüşlerdi. Kıyıya doğru ilerledik.Açlıktan midem
kazınıyordu ama unutmaya çalıştım. Bisikleti kiraladık ve denize
açıldık.Kıyıdan uzaklaşınca Özlem inmemi söyledi,suya atladım,Özlem
ayaklarını suya sallandırdı.Kendimi çok garip hissediyordum.Hayal bile
edemiyeceğim tecrübeler yaşıyordum. “Hazır mısın?” diye sordu
Banu.Başımla onayladım.Özlem ayağını uzattı,ağzıma aldım.Rahat
yüzebilmem için biraz daha uzattı bacağını.Banu “Gidiyoruuuzzz” diye
bağırdı,kahkaha attı ve pedallara asıldı. Önceleri yavaş sürsede
sonradan hızlandı.Ağzımda Özlemin ayağı olduğu için çok
zorlanıyordum.Ağzımdan nefes alamadığım için yeterli oksijen alamıyordum
ve haliyle hızlanamıyordum.Ayak ağzımdan kayar gibi oldu ama can
havliyle yapıştım parmaklarına,yavaş yavaş ağzıma aldım tekrar.Çok
zevkli bir duyguydu ama aynı zamanda çok zordu. Başaramazsam başıma
neler geleceğini bildiğimden dahada zorlaşıyordu

]]>
https://sexhikayen.net/kizin-ayaklari-efsaneydi/feed/ 0