Yengemi Yazlıkta Siktim

Yengemi Yazlıkta Siktim

Sizlere başımdan geçen, gerçek bir hikayeyi anlatmak istiyorum.
Hikayem tamamen gerçektir ama isimleri ve yerleri değiştirdim, olur da yengemi bulmak istersiniz diye 🙂
Öncelikle kendimi sizlere tanıtmak isterim.
İsmim Zafer, İstanbulda yaşıyorum ve 20 yaşındayım. Yaşıma göre boyum oldukça uzun, 1.82 boyundayım. Sülalede belki de en küçük benim, buna rağmen en iri ve en düzgün görünümlü de benim. Okul dışında sürekli olarak spora gidiyor ve basketbol oynuyordum. Bu nedenle fiziğim oldukça düzgün.
Yaşımdan büyük görünmenin avantajı olarak genelde kendimden büyük kadınlara çaktığım oldu. 35 hatta 38 yaşında bile bir kadınla beraber olduğum zamanlar oldu. Bi nevi jigololuk yapıyordum, kadınlara istediklerimi aldırtıyor, çulsuz kalırsam da yolumu buluyordum. Yatakda da iyi sayılırım. Spor sayesinde hep gücümü ve enerjimi yatağa taşırım. Çapkınlıklarımı ailemden saklamayı tercih etsem de, annem ve babam bu durumu genelde farkeder. Bana da “oğlum kızların canını yakma sakın ha” diye takılırlardı.
Abim de 28 yaşında ve 1 yıl önce aynı işyerinde tanıştığı Meltem’le evlenmişti. Meltem yenge, çok komik ve canayakın bir kadın.
Fiziğinden de bahsetmek gerekirse, inanılmaz güzel bir yüzü vardı ve koyu yeşil harika gözleri resmen eşi benzeri bulunmazdı. Boyu 1.75 falan, uzun sayılabilecek, topuklu giydiği zaman daha da harika görünen bacakları ve pürüzsüz bir esmer teni vardı.
Benimle de arası sürekli iyidir, faceten yazışır, dedikodu yapardık. Kırdığım cevizleri ona anlattığım da olmuştur. Benim seks hayatımla ilgili rahatça konuşurduk ve ben de bunu garipsemezdim. İkimiz de sırdaş gibiydik.
Yazın okulun tatil olmasıyla artık ben de tatil yapmak istiyordum. Ailece tatili konuşurken, abim ve yengem 2 hafta sonra Bodrum’a gideceklerini, villa kiralayacaklarını ve yanlarında yengemin kankası olan Tuğba’nın da geleceğini söylediler. Bana da gelmemi teklif ettiler. Tuğba da kafa bir kızdı. Arada konuşurduk ama o kadar da samimi değildik. Yengem bazen Tuğba konusunda bana takılır, aramızı yapmaya çalışırdı. Tuğbayla pek bir münasebetimiz olmamıştı ama gideri vardı.
Fırsat bu fırsat, ben de teklifi kabul ettim.
Hep beraber Bodrum’a doğru yola koyulduk, arabayı abim ve ben dönüşümlü kullanıyorduk.
Ben kullandığım zaman abim ve yengem arkaya geçiyor, dinleniyorlardı.
Benim yanımda da Tuğba oturuyordu ve yol boyunca onunla konuşuyorduk.
Aklımda hiç bir kötü düşünce yoktu fakat Tuğba’nın giydiği o kısa şort neredeyse tanga gibiydi. O kadar kısaydı yani. Uzun yol beni iyice bunaltmıştı ve ayakta kalmak için aklımı meşgul etmeye çalışıyordum. Tuğba’nın bacakları bana resmen ilaç gibi gelmişti. Tuğba, bebek yüzlü, 1.70 boylarında, sarışın ve mavi gözlüydü. Tam bir çıtır bebekti aslında. Tek kusuru fazla konuşmasıydı ve aptal bir sarışın olmasıydı. Bende gözü olduğunu aslında ufaktan hissediyordum. Çünkü beni de tatile çağırma fikri Tuğba’dan gelmişti.
Yol boyunca Tuğbayla konuşmaya devam ettik. Bana açık açık “beni ne zaman becereceksin” diyordu nerdeyse.
Ben de istediğini Tuğba’ya vermeliydim ve bunun için de acele ettim.
Sikim zaten inmek bilmiyordu, giydiğim şortun kenarından fırlayacaktı neredeyse. Bunu Tuğba da çok iyi biliyordu.
Mola yerine doğru çektim ve abimlere “biz Tuğbayla bir şeyler alalım, siz ne istersiniz” deyip Tuğbayla arabadan indik.
Planım çoktan hazı
rdı.
Zaten kuş uçmaz kervan geçmez bir yerdeydik.
Tuğba’ya, “ben tuvalete gidiyorum sen de gel beraber gidelim” dedim. Teklifimi tabi ki anladı.
Etrafta kimsenin olmamasını fırsat bilip Tuğba’yı kabinlerden birine soktum ve dudaklarını yalamaya emmeye başladım.
Çok dikkat çekmek istemiyordum ve acele ediyordum.
Şortumu indirdiğim gibi benim alet dimdik bekliyordu, Tuğba’yı önümde diz çöktürüp saçlarından tutup ağzına verdim.
Tuğba yarrağı yalamıyor, resmen yiyordu.
“Daha sert, dibine kadar, al onu orospu” diyordum. Suratına tokatları patlata patlata saçlarına asıldım ve gırtlağına kadar dayayıp ağzının içine patladım. Neredeyse nefessizlikten kendinden geçiyordu.
Ağzının kenarındaki spermleri sildi, gülüyordu.
“Ben arabaya gidiyorum, temizlen gel orospu, sakın dikkat çekme” dedim ve arabaya gittim.
2-3 dk sonra Tuğba geldi ve yüzünde çok haylaz bi gülümseme vardı.
Abimler nolduğunu bile anlamamış, arkada uyumaya devam ediyorlardı.
Neyse daha da uzatmadan, sonunda kalacağımız villaya varmıştık.
O kadar yorgunduk ki, hemen yataklara kurulduk.
Yaklaşık 4-5 saat uykudan sonra ilk ben kalktım, evde çıt yoktu.
Daha kimse uyanmadı diye düşündüm.
Odada soyunup yanıma temiz kıyafetler aldım ve duşa doğru gittim.
Kapıyı açar açmaz önümde öyle bir manzara vardı ki, olaylar saniyeler içinde olsa da sanki saatler günler geçmişti.
Yengem uyanıktı ve o da duşa girecekti, iç çamaşırlarını çıkarmış ve banyoda havlu arıyordu.
Evet yengemi ilk defa çırılçıplak görmüştüm.
Resmen donup kalmıştım.
Belki 2-3 saniye sonra yengem kapının açıldığını farketti zaten, o da beni çırılçıplak görünce “aaaaaaaa kapat burası dolu” diyerek resmen paniklemişti.
Ben resmen tutukluk yaşadım.
Yengemin tepkisi üzerine kapıyı kapattım ama kapatmadan önce resmen yengemi yalayıp yutup, baştan aşağı süzmüştüm. O da aynısını yapmıştı.
Yengemin, o güzel yüzünün resmen amcığına yansıdığı da belliydi. Bu kadar tatlı ve fit bir vücut görmemiştim.
Ama o kadar utandım ki, umarım sesler duyulmamştır dedim ve hemen odama geri kaçtım.
Yengem duşunu aldı giyindi çıktı ve salona geçti.
Benim duş yalan oldu tabi, ben de salona yanına geçtim.
Yengem sinsi sinsi güldü, “ya öyle sessiz sedasız dalınır mı oğlum” dedi, ben de ne diyeceğimi bilemedim, “uyuyorsunuz diye düşünmüştüm” diyerek geçiştirdim.
Yengem soğuk havayı kırmak için, “neyse olur böyle kazalar, eğlencemize bakalım, gece dışarıdayız” dedi.
Zaten Tuğba ve abim de uyanmıştı artık.
Herkes sırayla duşunu yaptı hazırlandı.
Dışarı çıktık, önce güzel bir yemek yendi ve daha sonra eğlenceye gidildi.
Tuğba resmen sakso şokunu üzerinden atamamıştı ve canı daha fazlasını istiyordu.
Gece boyunca bana yanaştı durdu.
Yengem ve abim de resmen bizi birbirimize kırdırmak için uğraşıyordu.
Ben hala utanç içerisindeydim ama yengemi bastığım için değil, aklım hala yengemde olduğu için.
Evet, kendimi bu düşünceden alamıyordum.
Yengem resmen gözümde bir hedefti artık ve ben hedefe ulaşmak için her şeyi yapabilirdim.
Kafalar çekildi, içkiler içildi, danslar edildi ve evin yolunu tuttuk.
Eve geçince abim hemen uyumuş, ben yengem ve Tuğba salonda sohbete dalmıştık ve biraz daha içmeye devam etmiştik.
Ben bi ara kalkıp üstümü değiştireceğim dedim ve odama gidip geldim.
Tam salona giriyordum ki…
Fısıldaşmaları duydum.
Tuğba, yengeme bugünü anlatıyordu.
“Bu çocuk resmen sikici, molada siz arabadeyken benim ağzımı boğazımı sikti parçaladı” diyordu.
Yengem de aynen şunu söylemişti:
“İyi siktiğini zaten biliyordum, sen de abazalıktan ölecektin zaten kızım, fena mı olmuş” diyordu.

Anladım ki, yengem nasıl bir sikici olduğumu idrak etmişti.
Belki canı beni de isterdi.
Yengem ve Tuğbanın dedikodu muhabbetini bozmak istemedim ve dahasını da dinledim.
Tuğba, yengeme “seninki yattı uyudu, bu gece iş çıkmaz heralde” dedi
Yengem de “amaaan zaten doğru düzgün kaldıramıyor bile, evlendiğimizden beri kendimle oynuyorum, zaten doymuyorum” demişti.
Abimin, yengemi yeteri kadar sikmediğini ya da sikemediğini duymuştum.
Açıkçası üzüldüm.
Ben bu kadar sikiciyken, abim nasıl olur da sikici genini almamıştı.
Bu durum işime gelmişti, yengemi parmaklamaktan kurtarabilirdim.
Daha fazla uzatmadım ve içeri girdim.

Tuğba yine bana sulanmaya başlamıştı. Derdi benimleydi. Ama ben yengemin peşindeydim.
Tuğba’ya resmen “siktir git” demek zorunda kaldım. Beni yengemle başbaşa bıraksın, odasına gitsin istiyordum. Derken istediğim oldu, Tuğba gitmişti!

Yengemle başbaşa kalmıştım ve o artık benim olmalıydı.
Aramızda bir çekim olup olmadığını da kestiremiyordum açıkçası.
Sabah yaşadığımız duş faciasından sonra hem utanç duyuyordum ama hem de yarrağımı indiremiyordum.
Yengem naptı etti lafı Tuğba’ya getirdi ve Tuğba’nın sikilişini bildiğini ima etti.
Ben de “Tuğba’yı boşver, beni etkilemiyor, aklım çok karışık” demekle yetindim.
Aslında içkinin verdiği cesaret hem bende hem de yengemde vardı. Ufak bi yakınlaşma olsa salonun ortasında sikişecektik resmen.

Napmalıydım bilmiyorum.

Yengemle yanyana oturuyorduk ve dipdibeydik.
Yengem bir an bana sarıldı ve “sen çok tatlı bir çocuksun, artık çocuk da sayılmazsın gerçi, çok tatlı bir adamsın sen” dedi, bana sarıldığında resmen dua ediyordum. Bana değdikçe içim hopluyor, kokusunu içime çekiyordum.
Derken beni yanağımdan öptü ve ben daha fazla dayanmadım, her şey yine saniyeler içinde olsa da sanki saatlerce düşünmüş gibiydim ve yengemin dudaklarına yumuldum.
Ya ben sağlam bir tokat yiyecektim ya da yengem benim yarrağımı yiyecekti.
Seçenekler bunlardı.
İNANAMAMIŞTIM, yengem de beni öpmeye başlamıştı, öpmek ne kelime.
Resmen birbirimizi oracıkta yalıyorduk.
Bizi Tuğba ya da abim bassa büyük sıçmıştık!

Derken, yengem beni elimden tuttu ve evin kendine ait garajına götürmüştü.
Sote bi yerdi, birisi gelse bile kapı kitliydi ve arka kapıdan çıkıp hiç dikkat çekmeden yine eve girebilirdik.
Yengem resmen bunu planlamıştı.

Sikişirken yengemi görmek istiyordum ve ufak bir ışık açmıştık.
Yengem hiç bir şey yapmama izin vermiyor, kontrolü elinde tutuyordu.
Şortumu indirmiş, yarrağımı ağzının içine sokmuştu.
O kadar profesyonel ve azgındı ki, resmen amcığını sikiyormuşum gibi hissediyordum.
Böyle bir sakso görmemiştim.
Yengemin içinde olmalıydım, vakti gelmişti.
Saçlarından çekip, yarrağımı artık ağzından almak istiyordum.
Ama yengem buna da izin vermedi, kafasını bastırdı ve resmen gırtlağına kadar girmişti artık.

Derken saksoyu bıraktı ve bana “yere yat, hemen” diye bağırdı.
Üstüme çıkıp amcığına yerleştirdi ve yavaş yavaş girdi.
Gözleri kapanmıştı zevkten.
Ben zaten bitmiştim, rüyada mıyım diye düşünüyordum.
Yengem hızlanmaya başlamıştı.
Götünden tutup kaldırıp indiriyordum onu, ben de sertleşmiştim.
Götüne tokatları yerleştiriyordum.
Üzerimde gidip gelirken göğüsleri bana değiyordu ve onlara dil atıyordum.
Derken yengem alta geçti ve beni üstüne çekti.
Amcığının dibine kadar giriyordum ve “daha sert sik piç” diye inliyordu. Yengem kudurmuş bi orospuydu artık.
Saçlarını elime doladım ve o kadar sert girdim ki içine, zevk çığlıkları atmaya başlamıştı.
Basılmak istemiyordum ve elimle ağzını kapatıyordum. Daha da kuduruyordu.
Derken artık yengem bitmişti, belki de yıllar sonra ilk defa bu kadar zevk aldığı her halinden belliydi.
Önüme diz çöktü ve yarrağımı hemen avuçlayıp bana 31e başladı.
Dilini çıkartıp, “attırıcaksın bana, yüzüme, her yerime, hadi” diyordu.
Daha fazla dayanamadım ve resmen kükreyip yengeme sperm banyosu yaptırdım.
Yengemin her yeri sperm içinde kalmıştı.
Diliyle yarrağımı ve kendini temizliyordu.
Yengem hemen giyindi ve “şimdi siktir git, bi daha da beni sikmeyi aklından geçirme” diyip çekti gitti.
Resmen sik gibi kalmıştım garajda.
Anlam veremiyordum.
Yengemin amcığını unutamıyordum.
Yengem bana yanaşmıyordu ama kıs kıs gülüyor, Tuğba da sanki tüm olanları biliyor gibiydi.
Ben de yengemin acısını Tuğba’dan çıkartmaya devam ediyordum.
Ve tatil bitmişti, eve dönüyorduk.
Yengem, “mola verelim bi yerde de bişeyler alalım seninle” diyordu.
Hiç uyanamamıştım olaya.
Yengem beni tuttuğu gibi banyoya soktu ve “Tuğba’ya yaptığın muameleyi istiyorum” demişti.
Yengemin ağzını yüzünü 2 dakikada sikmiştim ve şok geçiriyordum.
Yengem sürprizlerle dolu, çok enteresan bir kadındı.

Aradan aylar geçmesine rağmen, yengemden artık korkuyordum.
Bu şekilde sikişmelerimiz devam etti, 4-5 kere daha.
Sonra bir anda yengem buna bir son vermişti.
Ben de yengemden intikam almak istiyordum, daha fazla dayanamadım ve yengemle sikiş videolarımızı, Tube Türkiye isimli bir yere yükledim. türk porno sayfasında, eğer “zafer ve yenge” diye aratırsanız, çıkacaktır. Yengemin sikiş videosunu oradan izleyin. Bana hak vereceksiniz.
Yok böyle bir kadın!

Ben de öylece kalakalmıştım, video olayını yengem asla bilmedi.
Artık yengemin yerini başkaları dolduruyordu.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın